“Sevk ve idaresi Yunan bir komutan tarafından gerçekleştirilen İrini Harekatı’nda görevli bir Alman fırkateyni, Türkiye’den Libya’ya gıda ve boya gibi muhtelif maddeler taşıyan bir gemiyi Doğu Akdeniz’de durdurarak, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde saatlerce aradı.”
Dün gelen haber bu. Deniz hukukuna göre, arama yapmak üzere gemiye personel çıkması için bayrak devletinin rızasının alınması gerekiyor. Önceki gece yaşanan olaydaysa, Türkiye’den izin alınmadan, Hamburg Fırkateyni’nin personeli, Roselina-A gemisine helikopterden iniş yaptı.
Yaşanan skandal dün Ankara’da hem Dışişleri hem de Milli Savunma Bakanlığı’nın bir numaralı gündem maddesiydi. İki bakanlıktan da görüştüğüm kaynaklar, geminin saatler boyunca ağır deniz şartlarına maruz bırakıldığını belirtip yaşananın ‘açık denizlerin serbestisi’ ilkesinin de açık ihlali olduğunu söylediler.
Ankara, Doğu Akdeniz’de devam eden İrini Harekatı’nı ‘tartışmalı’ buluyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi için Avrupa Birliği (AB) tarafından başlatılan operasyon Türkiye açısından, tartışmalı olmanın ötesinde ‘taraflı ve yasa dışı’ olarak niteleniyor.
Türkiye, harekatta yer alan ülkelerin öncelikli amacının AB fonlarından yararlanabilmek olduğu görüşünde.
Yine yeri geldi, bazı noktaları hatırlama ve hatırlatmakta fayda var… Ankara bütün uluslararası platformlarda muhataplarına, ‘Türkiye’nin Libya konusundaki pozisyonu ve gerekçeleri’ni anlatıyor. O dosyada şu bilgi ve görüşler var: