“Yüzeyde gördüklerimiz buz dağının görünen kısmı. Esas tehlike aşağıda. Göz gözü görmüyor. Biz üç dalgıç aşağı indiğimizde, yarım metre mesafeyi elimizde fenerlerle zor görüyoruz. Aşağıda görüş sıfıra yakın. Müsilaj (deniz salyası) aşağıdaki bütün organizmaların dip yapısına çöküp dipte kalın bir tabaka oluşturmaya başlamış durumda. Süngerlere, mercanlara zarar vermiş durumda.”
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Erdek Körfezi’nde yaptığı dalışın ardından söyledi bunları.
Bir bilim insanının çığlığıdır bu! Olabilecek en açık, net, anlaşılır ve çarpıcı şekilde verdiği alarmdır.
NE YAPILMALI?
Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz salyası olarak adlandırılan müsilaj tehdidini bertaraf etmek için yapılması gerekenleri de sıraladı:
“Marmara Denizi’nin çevresinde kim varsa; belediyeler, kaymakamlıklar, valilikler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım Orman Bakanlığı, üniversiteler, STK’lar bir an önce bir araya gelmemiz lâzım. Ölü taklidi yapmaya gerek yok. Beklemeye gerek yok. Kendi kendine geçmeyecek bu. Kendi kendine de olmadı. Biz yaptık. Bizim atıklarımız yüzünden oldu. Dolayısıyla, eğer gelecek yıl daha uzun periyotta daha sık ve daha yoğun bir müsilajla karşılaşmak istemiyorsak, müsilajın önümüzdeki yıllarda balıkçılığı, turizmi, endüstriyi daha fazla etkilemesini istemiyorsak, bugünden tedbir almamız gerekiyor. Marmara Denizi’nin çevresinde bir litre bile atığı, bundan sonra arıtmadan denize bırakmamalıyız. Deniz çaresiz vaziyette. Aşağıda durum vahim. Lütfen tedbir alalım.”