Israrla takip ettiler. İnşaatın mühürlenmesini istediler. Sonra yaz sonu, sanırım eylülde Sinan Aygün geldi, baş başa görüştük.
“Benim kazanılmış hakkım var, inşaatın yüzde 70’i bitti” dedi.
“Mühürlerseniz tazminat ödemek zorunda kalırsınız” dedi. Hukuk müşavirliğimizi görevlendirdik, Danıştay kararları incelendi, uzman görüşü de aldılar. MHP’nin baskısına rağmen risk aldık. Çünkü aksi yönde bir yargı kararı yoktu.
Sinan Aygün lehine davrandık aslında. Kötü niyetli olsam, husumetim olsa bu görüşmeyi yapmaz, ruhsatı ben de iptal edebilirdim. Peki neden böyle davrandık? Çünkü o dönemde mahkeme kararı yoktu. Ne zaman ki ruhsat iptal kararı çıktı ve bize tebliğ edildi (24 Ekim 2019) biz de gereğini yaptık. Hukuk ne derse o.