Galler’de ünlü ve pahalı bir restoran, yemek bitene kadar cep telefonuyla meşgul olmayana yüzde 25 indirim yapmaya başlamış. Garsonlar bu uygulamadan faydalanmak isteyenlerin cihazlarını toplayıp güvenli bir şekilde emanete koyuyor ve yemek bitince de teslim ediyor. Uygulama başladığından itibaren mekandan kahkaha sesleri eksik olmuyormuş. İşte akıl dolu bir sosyal sorumluluk projesi… Adam mutluluğun formülünü bulmuş. Umarız bu uygulama belki kapsamı daha da genişletilerek telefon bağımlılığıyla başı büyük dertte olan Türkiye’ye de örnek olur. Mesela indirim sonucu ortaya çıkacak maliyet yükü, pek çok sivil toplum kuruluşu arasında paylaştırılabilir. Böylece onlarca işletme ile birlikte hareket etme şansı doğar ve proje ülke genelinde ‘telefon detoksu’ seferberliğine bile dönüşebilir. Buna en çok anne ve babaların sevineceğine eminim. Özellikle yemek esnasında çocuklarına asla telefonlarını bıraktıramıyorlar. Dünya Sağlık Örgütü önceki gün oyun bağımlılığını akıl hastalığı olarak tanımladı. Bunun önüne geçmek için toplumsal farkındalık kritik önem taşıyor. Burada bir parantez de Yeşilay’a açmak gerek. Her yıl pek çok uluslar arası kongreye ev sahipliği yapan bu kuruluşun, ülke genelinde bilinç oluşturmak için gece gündüz çalıştığını biliyorum. Diğer yandan ise Deloitte’in son araştırması tehlikenin hızla arttığını gösteriyor. Neden ve nasıl oluyor anlamıyorum ama Türkiye yine Avrupa ülkeleri arasındaki en bağımlı ülke olarak kayıtlara geçmiş. İşin şakası yok. Herkes bağımlı ama kimse bunu kendi içinde itiraf etmek istemiyor. Instuber’lar geliyorInstagram bir saat video yayınlamaya olanak tanıyan IGTV uygulamasını kullanıma sunarak Youtube’a gözdağı verdi. Tek farkı videoların dikey çekilecek olması. Bu strateji de özellikle genç kullanıcıların canlı yayın platformları çıktığından bu yana video izleme alışkanlığının hızla değiştiğini gösteriyor. Bakalım Instuber’lar Youtuber’ların önüne geçebilecek mi? ‘Hazır kimse yokken birer kanal da biz mi açs...