Çok değil bir 5-6 yıl öncesiydi...
“Artık eski değil yepyeni bir Türkiye var, başı dik, bağımsız politikalar izleyen bir Türkiye var” dediğimizde muhaliflik genetiklerine işlemiş güruh bunu ‘yandaşlık’ alameti olarak görüyordu!
Örneğin, dönemin başbakanı Erdoğan Davos’ta “One minute” deyip, Perez’in yüzüne “Siz bebek öldürmeyi iyi bilirsiniz” şeklinde haykırdığında bu güruh, “Kurgu, önceden planlı. Arkadan işler çeviriyorlar” yaygarası koparmıştı.
Örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’nin terör koridoru planını bozan Fırat Kalkanı Operasyonu öncesi dillendirdiği “Bir gece ansızın gelebiliriz” söylemi için “Hamasi nutuklar, zaten teröristleri destekliyorlar” yalanlarını dillendirmişlerdi.
Ya da Mısır’daki Sisi, Suriye’deki Esad zulmüne net tavır koyulup, Afrika’nın yoksul ülkelerine yardım eli uzatıldığında, “Erdoğan bölgenin sultanı olma hevesinde, size buraları yedirmezler” diyerek bu insanlık hareketine burun kıvırıyorlardı.