15 Temmuz darbe girişimini adlandırırken herkesin üzerinde hem fikir olduğu bir tanımlama vardı... O da bu alçaklığın aynı zamanda bir işgal girişimi olduğuydu.
Türk milletinin emirlerine verdiği silahlarıyla, tanklarıyla, uçaklarıyla sokaklara çıkan alçaklar milletine düşman bir başka güç adına hareket ediyordu.
Sonra bu güçle ilgili çok sayıda parmak izi ortaya çıktı... Büyükada'da darbe gecesi CIA ajanlarıyla yapılan toplantı, İncirlik Üssü'nün FETÖ'cü komutanının ABD'li komutanlarla kurduğu temas, Genelkurmay'ı ele geçiren hainlerin darbe konusunda önce Washington'ı bilgilendirmesi gibi pek çok ipucu artık ortada duruyor!
17/25 Aralık'tan beri hep söyledim, yazdım; gizli servislerle, derin güçlerle iç içe geçmiş grift bir terör örgütüyle karşı karşıyayız.
40 yıldır sadece Türkiye'de değil, başta ABD olmak üzere dünyanın birçok yerinde örgütlenmiş, yer yer bazı devletlerin bürokrasine sızmış veya güçlü lobiler oluşturmuş bir örgütten bahsediyoruz.
Özellikle ABD'de en az Türkiye’deki kadar örgütlüler.
Bir kere FETÖ elebaşı, Pensilvanya'daki dev çiftliğinde gününü gün edip, örgütünü oradan yönetiyor.
FETÖ, ABD seçimlerinde bir başkan adayını açıkça destekleyecek, para yardımı yapacak, kampanyasının içine sızacak kadar etkin.
Kurduğu charter okullarıyla hem ciddi bir ekonomik kaynak edinmiş hem de askeri üslere kadar sızmış durumda.