AKŞAM Gazetesi’ni ve bu köşeyi takip edenler hakkını verecektir, bir yıl önce Kılıçdaroğlu’nun ‘adalet’ söylemiyle Ankara’dan adımını attığı gün bunun HDP-CHP yakınlaşması için kurgulandığını sayfalarımıza taşımıştık.
Tuncay Özkan’ın hem o yürüyüşteki misyonu, hem de anahtar listede olmadığı halde PM’ye girip, Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturmasını bu sürecin gereği olarak açıklamıştık.
Her ne kadar resmi olarak ittifaka alınmasa da HDP’nin seçim ittifakının ‘esas oğlan’ı olduğunu da yazmıştık.
Dediğimiz oldu, ilerleyen satırlarda bu ittifakın rakamsal karşılıklarını da yazacağım. Ama önce şu tespitte bulunmak istiyorum.
Atatürk maskeli CHP yönetimi adeta süreci ilmik ilmik dokuyarak, kendisini “Atatürkçü, bağımsızlıkçı, ulusal bütünlükten yana” hisseden parti tabanını efsunlamış ve HDP’ye yönlendirmiştir.
Bugüne kadar AK Parti’ye oy veren milyonları “Göbeğini kaşıyan adam”, “Bidon kafalı” diye eleştiren, ‘koca koca ad