Türkiye uzun zamandır emperyalist bir saldırının hedefi durumunda! DEAŞ/PKK tehdidi, FETÖ kumpasları, 15 Temmuz darbe girişiminin birer cephesiydi.
Şimdi ise en zayıf olduğumuzu düşündükleri ekonomi üzerinden yeni bir cephe açtılar... Ve sürecin adını doğru koyanlar bu yeni cepheyi uzun süredir bekliyordu!
Ama bu kez Türk milletinin feraseti dışında hesaba katmadıkları bir şey daha var! O da Türk ekonomisinin ne 1994 ne de 2001 krizlerindeki kırılganlıkta olduğu gerçeği...
Bu hamasi bir tespit değil...
Bakın;
2000 yılında Türkiye’nin nüfusu 63 milyon, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 271 milyar dolardı. O gün kişi başına 4 bin 28 dolara tekabül eden GSYH, bugün 10 bin 600 dolar.
Enflasyon 1995-2001 arasında yüzde 71.6’yken, 2002-2017 arasında ortalama yüzde 10.5. Bugün yüzde 15.8.
Net kamu borcununu GSYH’ye oranı 2000’de yüzde 42. Geçtiğimiz yıl bu rakam yüzde 8.4 olarak kayda geçmiş.
2000’de 28 milyar dolarlık ihracat, 161.8 milyar dolara yükselirken, ‘yandık bittik’ denilerek önümüze konulan cari açık yüzde 3.6’dan sadece 2 puan artmış.
Buna karşın 10 milyonluk turist sayısı, 32 milyona, 11 milyar dolarlık gelir de 26.3 milyar dolara çıkmış.
Büyüme rakamları da ortada... 1999-2004’te ortalama yüzde 3, 2005-2010’da yüzde 4.2, 2011-2017’de yüzde 6.6... Dünyanın en çok büyüyen ekonomileri arasındayız!
Bu rakamları özellikle yazıyorum ki, saldırının mahiyeti daha iyi anlaşılsın! Ekonomik göstergeleri böyle olan bir ülkede bu kuru hangi ekonomist bir mantığa oturtabilir. Teşhis önemli! Türk ekonomisi yapısal olarak çok güçlü, yeter ki bu kur balonuna ve onun yarattığı psikolojik saldırıya karşı dik durabilelim. Emin olun ki bu cephede de hüsrana uğrayacaklar.