Erdoğan, “Birilerine ‘Gel bakalım sen devasa bir
fabrikatörsün, yanına 50 kişi daha al’ dediğimizde
rahatsız olanlar var” dedi…
Şerefsizim, benim de aklıma 62 kişi gelmişti! İlla
yuvarlak sayı olsun diye neden 50’de bırakayım ki? Zira her kuşu
tuttum, bir insan kaynakları uzmanlığım kaldı.
Hatta “Bak beyim, sana iki çift lafım var” diye söze girip, “Paran
var, pulun var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde.
Yakışır mı sana şikayet etmek?” diye söze
girecektim. Erdoğan benden önce davranmış, fena
içerledim.
★★★
Cami çıkışı, “Beyler az, çok demeyelim, boş
geçmeyelim” diyen dayıların bu kadim
sistemi ile ülke yönetileceği kimin
aklına gelirdi?
Ülke değil metrobüs sanki… Fabrikada boş
yerlere doğru ilerlersek yeni istihdam sağlanabilir mi?
Eskiden “Her şeyi devletten beklemeyin” denirdi.
Şimdi devlet vatandaştan bekliyor her şeyi!
★★★
“Ekonomiyi düzeltmeden işsizlik sorunu
çözülmez” diyenler… İyi dinleyin… Ekonomiyi düzeltmek uzun hikaye…
Bir sürü karar alacaksın. İşi bilenleri
çalıştıracaksın. Kim uğraşacak?
Gidip de damadını mı işten çıkartsın? Onun yerine patronlara
söyleriz, her biri 50 işçi aldı mı, sorunu
çözeriz! Ekonomiyi böyle böyle gül gibi yönetiriz.
Patronlar da ayıp ediyor yani… Yahu 50 işçi dediğin nedir ki?
Asgari ücretten kişi başı aylık 3 bin lira
maliyeti var. 50 kişinin yıllık maliyeti 1 milyon
800 bin lira… Koyar mı koca patrona?
Kayınpeder yüreği bu… Baba yarısı… Damadı söz verdi, “Yıl
sonuna kadar 2.5 milyon kişiye iş bulacağız” dedi.
Siyasette yeni…
Hevesi kırılmasın, akşam sofraya asık suratla oturmasın. 50’yi alan
100 kişi de alır. 100 kişi alan, yapar bir
güzellik işi 150’ye vardırır. Ufak ufak 2.5 milyon
kişiye ulaşılır.
★★★