Ekonomi yönetimi sermaye kontrollerini sıkılaştırma kararı aldı. Nitekim tutunacak dalları kalmadı. Kaçınılmaz olarak dahası da gelecek… Herkes az çok tahmin ediyor işin sonu nereye gidecek.
Ne yaptı? Bankalar için ahmakça uyguladığımız para politikası yüzünden çok kâr ettiniz bari birazını geri verin temalı yeni kuralları uygulamaya soktu.
Ekonomi öylesine ince dengelere sahip bir mekanizmadır ki yaptığın her hamle başka bir gelişmeyi tetikler.
Bunu bugüne kadar yaşanmış olayları gözlemleyip az çok farkına varabilirsiniz. Diğer seçenek, kendi doğrularım var deyip de saçmalayabilirsiniz.
Diyor ki karar veren, kredi ver ama faizi çok düşük tut. Yok, eğer faizi sen belirlersen verdiğin kredinin yüzde 90'ı kadar da bana çok daha ucuza borç vereceksin. Sen bilirsin!
Haliyle özel bankalar ticari kredi vermeyi kısacaklar. Kamu bankaları mecburen paralarını devlete borç verdikleri için kesenin ağzını faraş gibi açacaklar.
Bu saatten sonra kimin kredi alıp kimin alamayacağını adeta İktidar belirleyecek. Şirket seçecek. Canı istediğine yağdıracak, canı istemediğini kurutacak.
Günü kurtarmak dışında şirketlerin krediye erişimini zorlaştıran bu adımlar, ekonomik aktiviteyi, üretimi, iç talep ve istihdamı her alanda zincirleme olarak negatif etkilemesi kaçınılmaz gibi… Yapacak bir şey yok! Ekonomiyi yönetenlerin kapasiteleri belli!
Milli para kur koruma
Hadi bakalım yine aynı soruyu soralım. Ekonominin iyiye
gittiğini iddia ettikleri bir ortamda neden böyle
kararlar almak zorunda kalıyorlar?
Bariz sebep sonuç ilişkisi… Düşük faiz, yüksek döviz talebinin yolunu açtı. Talep hızlı yükseliş getirdi. Buna karşın Kur Korumalı Mevduat diye ülkeyi batırma potansiyeline sahip bir enstrüman geliştirildi.