Devlet nasıl teröristlerin Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te
mağaralarda işini bitirdiyse, sebze halinde terör
estirenlerin işini bitiririz” dedi… PKK ile
kabzımalı eşitledi. “Terörist” kavramını
bayağı bir basite indirgedi.
Seçim öncesi yurtdışından mihrak bulamayınca iç
kaynaklara yöneldi. Yerli ve milli
kabzımalları terörist ilan etti.
Çok yakında ana haber bültenlerinin “son
dakikası”! Sebze halinde bir grup teröristle sıcak temas
sağlandı… “Dur!” ihtarına uymayan kabzımallar
çok sayıda kasayı bıraktı kaçtı.
★★★
Marketçi terörist, kabzımal terörist, pazarcı terörist… Herkes
vatan haini… Yazık değil mi? Fırsatçı diye suçla,
kazıkçı olduğunu söyle, vurguncu
damgasını yapıştır. Ne bileyim spekülatör deyiver…
Terörist biraz ağır olmadı mı?
Oysa devletin görevi serbest piyasada ticaretin
güvenliğini, işleyişini, düzgün yürütülmesini düzenlemektir.
Piyasayı, yasalarla regüle etmesi gerekir. Yapamıyorsa bırakır,
yapan gelir.
★★★
Zira iktidar ne yaptı? Gitti, devlet manavları açtı. Savaş yok, kıtlık yok; millet sebze, meyve sırasında… Sebzeyi sen bekle, meyveye çocuğu yolla… Darısı doğalgaz ve elektriğin başına… “Kriz yok” dersiniz soran olursa… Bu yaşananlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en acıklı manzaralarından biridir. Ülkeyi 17 yıldır yönetirken bu hale getiren acaba kimdir?
★★★