Rabia dörtlüsü ne? Tek millet. Tek bayrak. Tek vatan. Tek
devlet. Peki, Tek stil var mı? Yok! Araya kaynar mı? Yemezler! O
zaman Türk tekstilinin dünyada ilk sıralarda işi ne? Demem o ki,
tekstil sektörü kendi kaşınmıştır! Belli ki tekstil sektörünün
inlerine girilecektir!
Yok efendim en çok istihdam ve katma değer yaratan alanların
başında geliyormuş, vay efendim 2016'yı 17 milyar dolar ihracatla
kapatmış… Yedirmezler adama!
Geçen yıldan beri üzerinde çalışıyorlardı. En son 1 Mart 2017'de
Erdoğan'ın Pakistan temasları esnasında Türkiye- Pakistan Serbest
Ticaret Çerçeve Anlaşması imzalandı.
Pakistan, ne yazık ki çerçeve değil resim arıyor. Bu seferki
zorlama değil, çerçevenin içi her an tekstil anlaşmasıyla
dolabilir. Resim ortaya çıkınca ne olur? Evde un, su, şeker var mı?
Hazırlayın. Tekstilin helvası kavrulacak.
Pakistan inimize girecek!
Bu anlaşma ile ülkeye rahatlıkla girecek ucuz, çok düşük gümrük
vergili ve ek vergisiz Pakistan tekstil ürünleri sektöre okkalı bir
darbe vuracak. Zira yerli tekstilci, Pakistan, Hindistan, Tayvan ve
Çin'in ucuz tekstil mamullerine karşı yüzde 150'ye varan yüksek
ithalat vergisi ile ancak rekabet edebiliyor.
Adamlar bununla kalmayıp, Türkiye'ye ihracat yapmanın yanı sıra hem
iç pazarda söz sahibi olacak hem de re-export imkânı sayesinde
Avrupa'ya ve diğer ihracat pazarlarımıza cayır cayır mal satacak.
Ucuz insan gücünde Pakistan ile başa çıkamazsın. Sabaha kadar yok
paraya Suriyeli çalıştır yine olmaz. Pakistan bugüne kadar anlaşma
imzaladığı tüm ülkelere tekstil ürünleri ihracatını artırmış.
Türkiye'nin istisna olma şansı yok!
Sektör kıvranıyor