Yalnız memleketi ne yediler be arkadaş! Yediler, yuttular, doyamadılar… Küçükten tut büyüğüne kadar her yer ile ilgili yolsuzluk iddiaları var. Ortada doğru dürüst denetim, yargı, hukuk olmayınca kanıtlanamıyor, şikâyetler iddia vasfından öteye gidemiyor. Bilen biliyor, parseller yiyenin yanına kâr kalıyor.
Küçük parça dediğim de yenilir yutulur bir lokma değil… İspark! Türkiye'de dönen çarkın dişlilerinden sadece biri…
Hiç şüphesiz İstanbul, dünyanın en berbat trafiğine sahip olan şehirleri arasında ilk sıralarda… Berbat trafik demek otoparkların para basması demektir.
İstanbul'daki tüm ara sokaklar İspark tarafından otopark olarak işletiliyor. Yine İstanbul'daki tüm taksi, minibüs duraklarından da gelir elde ediyor. İşlettiği katlı otoparklarda bile yer bulan kendini şansı sayıyor.
Marinaları var, para basıyor. Kıyılarda bağlanan tekne ve yatlardan bile gelir elde ediyor.
Giderleri ne? Asgari ücretin biraz üzerinde maaş alan personeli, eldeki makineler, yazılım… Başka? Kaldırıma çektikleri sarı çizginin boya gideri vardır, İspark ceketleri, bir de demir tabelalar… Çoğu yıllardan beri belediyeye ait olan kat otoparklarının yapılıyorsa bakımı… Başka ne olacak? Yok!
Deli dumrul gibi para toplayacak sonra da zarar yazacak! Onu da gördük! İspark'ın faaliyetlerinden zarar etme ihtimali, benim Mars'a gidip belediye başkanı olma ihtimalimden daha az! Zarar edemez! Cirosuna yakın kâr yazmıyorsa da belli ki tezgâh altında bir şeyler dönüyordur. Nitekim dönüyor!
Şirket 2016 yılında 2 milyon 374 bin lira kâr açıklamış. 271 milyon liralık cirosunun yüzde 1'i kadar bile değil! Peki, 269 milyon nereye gitmiş?
İddialar 90 milyon liralık yolsuzluk olduğu yönünde… Şirketin kabul ettiği rakam 819 bin lira yolsuzluk düzeyinde… Yani, ortada bir yolsuzluk var. Önlem alınarak da 21 değnekçinin iş akdi feshedilmiş.