Rakipleri Başakşehir ve Galatasaray'ın kazandığı bir haftada
Fenerbahçe, 2 önemli puan kaybederek şampiyonluk yarışında ağır bir
yara aldı..
Hem de evinde.. Şöyle bir bakalım, Kayserispor, Alanyaspor,
Adanaspor.. Küme düşme hattı çevresindeki takımlara karşı
Kadıköy'de 6 puan bırakmak şampiyonluk hedefindeki bir takım için
kabul edilebilir bir durum değil.. Ligin sonuncu sırasındaki bir
takıma karşı çekingen, ürkek futbol anlayışını anlamak kesinlikle
mümkün değildi.
Teknik direktör Advocaat'a ya teknik ekibi ve sorumlular
Adanaspor'u anlatamadı ya da o bildiğini okudu.. Kadıköy'de eksik
futbolcularınız olabilir ama rakip de Adana.. İkinci yarının son
bölümleri hariç sarı-lacivertli takım herkesi şaşırtan bir
anlayışla sahaya çıktı, mücadele etti, pozisyonlar verdi ve 2 de
gol yedi.. Kadro tercihi yanlıştı Fenerbahçe'nin.. Orta sahası
üretken değildi, ofansif değil defansif bir anlayış vardı sahada..
Defansta Kjaer arandı. Neustadter ve Skrtel ekilisi uyumsuzdu..
Advocaat'a lig tatili yaramamış.. Büyük takım felsefesi değil önce
yenilmemeyi düşünen bir anlayışla çıktı sahaya... Biraz önce de
belirttiğim gibi son bölümler hariç... Ama olmayınca olmuyor.. Maç
90 dakika!
Gelelim Aatıf'a.. Dün gecenin faturası ona kesildi.. Niye
anlamadım! Adamın sezon başı adı Avrupa listesine yazılmadı..
Advocaat yüzüne bakmadı..
Sonra dedi ki; "Yanlış yapmışım." Bir baktık Aatıf oynamaya
başladı, iyi işler de yaptı.. Devre arası geldi.. Takasa Trabzon'a
yollanmak istendi, kadro dışı kaldı, Dereağzı'na yollandı.. Adam
neye uğradığını şaşırdı.. Bir baktık dün gece 11'de.. Futbolunu
oynuyor, kenara gelirken ıslıklanıyor. Resmen bir kimlik sorunu var
adamın..