"Parçalanmışlık ve bölünmüşlük bir ağacın kurdu gibidir… Bu kurt, asırlık bir çınar olan Milli Takımı yer, bitirir..."
Türk futbolunun ilerlemesi için iletişime, birliğe ve huzura
ihtiyaç var
Milli Takım'da aylardır kafamızı meşgul eden sorular tam olarak
yanıtlarını bulmasa da (Bugünkü basın toplantısında Türkiye Futbol
Direktörü Fatih Terim belki bu sorulara yanıt verir) bir barış
ortamı sağlandı ve önemli yıldızlarımız kadroya davet edildi. Yoksa
yine büyük tartışmaların içinde debelenip duracak ve kısır
kavgaların girbadında boğulacaktık.Bugünlerde en çok
ihtiyacımız olan şey milli birlik ve beraberlik… Tek bir milli
takımımız var onun da başarılı olması ve Avrupa arenasında
göğsümüzü kabartması her şeyden önemli... Gereksiz, seviyesiz
ve anlamsız kavgaları bir kenara bırakıp Ay-Yıldız ile
mutlu olmalıyız biz... Enerjimizi öfkeye değil sevmeye,
sevinmeye harcamalıyız.
Tartışmalar öyle bir boyuta taşındı ki A Milli Takımı
unuttuk, 'Terimciler', 'Ardacılar' diye
bölündük.. Ülke insanı "Fatih Terim haklı, Arda Turan haklı"
şeklinde resmen bölündü ve Türk futbolunun temel sorunları rafa
kaldırıldı.
Parçalanmışlık ve bölünmüşlük bir ağacın kurdu gibidir… Bu kurt,
asırlık bir çınar olan Milli Takımı, yer, bitirir… Barışın
sağlanmasına kimler emek verdiyse hepsine teşekkür
etmeliyiz.
Şimdi önümüzde güzel bir yol var… Önce Kosova.. Sonra diğerleri...
Finlandiya'nın ardından Hırvatistan ve İzlanda gibi rakipleri de
evimizde ağırlayacağız.
Bu maçları kazanıp huzura doğru yol almalıyız. Küskünlükler bitti,
herkes döndü.. Bir mazeret ortamı da kalmadı artık..
Gözbebeğimiz Emre Mor yok ama Başakşehir'den Cengiz Ünder var. Daha
19 yaşında... Abdullah Avcı'ya da, bu gencecik fidanı Ay-Yıldıza
kazandırdığı için teşekkür etmeliyiz... Onu milli takıma alan Fatih
Terim'e de...
Kosova maçı sonrası da Mart ayına kadar uzun bir ara var. İşte
bu süreçte Fatih Terim'e büyük görevler düşüyor.