Beşiktaş, buhranlı günlerini yavaş yavaş atlatıyor. Son 5 maçta
4 galibiyet alıyorsa bir takım, bu büyük bir aşamadır.
Bunun en temel nedeni yeni yönetimin göreve gelmesi,
huzursuzlukların ortadan kalkması ve her şeyden önemlisi de
oyunculara yapılan ödemelerdir.
Bunu neden söylüyorum;
Beşiktaş dün gece kazandı ama oyun olarak
hâlâ istenilen seviyede
değil. 11 hafta geçmiş, şampiyonluk için iddianızı
sürdürmek istiyorsanız bu oyun sizi sezon sonuna kadar götürmez.
Fakat Beşiktaş'ın birçok artısı var bunu belirtelim...
Kazanmak istiyor. Coşkusu, hırsı
maksimum düzeydeydi. Denizli maçını da bu
duygularla oynayarak 3 puana ulaştılar. İlk yarıda pozisyon
üretemeyen bir Beşiktaş vardı. Burak ve Diaby'nin birkaç cılız şutu
dışında net bir şey yoktu. İlk yarı başa baş geçti diyebiliriz.
60'tan sonra oyuna ağırlığını koyan bir takım ve Caner'in yerine
giren N'Koudou'nun attığı gol Kartal'ı uçurdu. İkinci
yarıda Beşiktaş orta sahada daha aktifti.
Denizli'yi çıkarmadı ve rakibe fırsat vermedi. Sezon başından beri
oynadığı her maçta hayranı olduğum Atiba'ya ayrı bir parantez açmak
lazım. 36 yaşındaki oyuncu takımın en iyi
isimlerinden biriydi. Abdullah Avcı'nın
ısrar ettiği oyunundan vazgeçip elindeki malzemeye göre denemeler
yapması Beşiktaş'ın kazanma sürecine girmesine etkili oldu. Zaten
önemli olan da bu, taraftar önce skorboarda bakıyor.
Ayrıca kaleci Karius, geldiği günden beri Beşiktaş'ın en sıkıntılı
oyuncularındandı.
Son haftalara baktığımız zaman artık Beşiktaş gol de yemiyor.
Herhâlde bu sefer Beşiktaş kaledeki sorununu çözdü. Karius
geç de olsa Beşiktaş'a ısınmaya
başladı.
Rodellega'nın frikiğindeki kurtarışı maçın kader anlarından
biriydi.