Gruptan lider ve namağlup çıkan Beşiktaş iki ay önce kura
çekildiğinde oynadığı futbolla çok daha güven veren bir takımdı. O
kuradan iki ay sonra enerjisi düşük bir Beşiktaş vardı sahada.
Evet, ilk 15 dakika oyunu dengeledi, evet Love karşı karşıya
kaçırmasa diyebilirsiniz ama maçın kaderini Atiba ve Vida çizdi.
Geri pasıyla takım arkadaşını zorda bırakan Atiba idi. Vida da
acemice bir hareketle kırmızıyı gördü, son adamın müdahale ederken,
biraz daha eti kemiğinden sıyırmasını bilmesi lazım. Medel'i orta
sahada Oğuzhan ve Tolgay'dan daha sert olduğu için tercih eden
Şenol Güneş, 10 kişi kalınca Şilili oyuncuyu stopere çekti ve bu
tercih Beşiktaş'ın hücum etme ihtimalini ortadan kaldırdı. Love'un
arkasında hareketli oynayan Talisca, Atiba'nın yanına gelince iş
Quaresma'nın yeteneğine kaldı. Beşiktaş'ın 31.4 yaş ortalamasıyla
sahaya çıkan takımı karşısında Bayern Münih, Robben ve Ribery gibi
usta ama emektar oyuncularını kenarda tutmuş ve 27.6 yaş
ortalamasıyla oyuna başlamıştı. Bu oyunda yaş ortalamasında 4
müthiş bir farktır üstelik Beşiktaş 74 dakika 10 kişi oynarken!
30 yaşın üstünde olmayan 3 Beşiktaşlı vardı sahada. Bunlardan biri
Vida oyundan atıldı. Talisca hücum yerine savunma yapar oldu ve
üçüncüsü Caner… Karşısında sonradan oyuna giren 34 yaşında Robben
varken sahada tel tel döküldü Caner… Şampiyonlar Ligi'nde kimsenin
bu kadar güçsüz olmaya hakkı yok.
Caner kendine bakmıyor, kafası futbolda değil. Güneş onu oyundan
aldığında çok geçti… Pepe tecrübesiyle takımı ayakta tutmaya
çalıştı ama Beşiktaş, 2-0'dan sonra teslim bayrağını çekti. Allianz
Arena'da Bayern Münih'e karşı maçın büyük bölümünü 10 kişi oynamak
elbette zordur ama Şenol Güneş ve öğrencilerinin de kendilerine
sorması gereken bir soru var:
Gerçekten bu eşleşme için iyi çalıştınız mı? Hazır mıydınız?