Advocaat; milli takım arasında, G.Saray derbisi öncesinde kafasını dinlemeye giderken, Güneş; iki yıldır futbolcunun sakatlığından idman sahasındaki çimlerin uzunluğuna kadar her şeyle uğraşıyor..
Öyle bir ortam var ki, Şenol Güneş ve Advocaat hakkında
söylenenleri okuyan bir yabancı, Süper Lig'in puan durumu hakkında
bilgisi olmasa, hangi Avrupa Kupaları'nda oynadıklarını bilmese;
'Hollandalı, Güneş'i süpürmüş' der.. Şenol Güneş, 7 yıl sonra
Beşiktaş'ı şampiyon yaparak teknik adamlık kariyerinde bir kez daha
tarih yazarken, üstelik Gomez ve Sosa'nın gittiği bu kadronun da şu
an hem Türkiye'de hem de Avrupa'da bileğini büken yok. Öyle uç
noktalarda geziyoruz ki.. 2 ay önce "Emekli" Advocaat yerlerde
süründürülüyor, Şenol Güneş ise Beşiktaş'ı Aralık'ta şampiyon
yapıyordu...
Şimdi Advocaat kahraman, Güneş ise mız mız hoca... Ortası
yok...
Gelin şu işin doğrusunu söyleyelim;
Pereira kariyeri ile üslubuyla, insan ilişkileriyle Güneş'e rakip
olacak bir hoca değildi ama Advocaat'ın hakkını verelim.
Bu adam bunca kulüp ve milli takım tarafından boş yere tercih
edilmedi.
Çözüm üreten bir teknik adam.
70'ine geldiği için de teknik ekibini tecrübeli ve dinamik
isimlerden kurdu. Bu bir tesadüf değil. Bu bir takım oyunu...
Son dönemde gergin olduğu gözlemlenen, fikstürü eleştiren, açık
açık, "Ben de yoruldum" diyen Güneş ile Advocaat arasındaki fark
şudur: Advocaat milli takım arasında, G.Saray derbisi öncesinde
kafasını dinlemeye giderken, Güneş iki yıldır Ümraniye'de bahçedeki
saksıdan, mutfaktaki çatal bıçağa, futbolcunun sakatlığından idman
sahasındaki çimlerin uzunluğuna kadar her şeyden sorumlu hissediyor
kendini...
Güneş'i yoran, Advocaat'ı ise bu yaşında zinde tutan işte bu bakış
açısı.