Maçın sonucuna bakarsak, iki taraf da herhalde üzülmemiştir..
Peki sevinen var mıdır? O da yoktur.. Fakat Galatasaray cephesi
üzülmelidir. Bu kadar avantajınız varken, sizi destekleyen 50 bin
taraftar arkanızda iken kazanmanız için birçok neden vardı. Zaten
maç öncesi de büyük favori değil miydi Galatasaray? Fenerbahçe'ye
maçın birinci dakikasında avantajı elleriyle verdiler. Bir Belhanda
faktörü bir de Tudor Galatasaray'ı bozan isimler oldu. Belhanda
kalitesindeki bir isim niye bu kadar gergin? Hem takımının oyununu
bozdu hem de gördüğü iki sarı kartla Galatasaray'a büyük zarar
verdi. Belhanda kadar derbinin havasını kaldıramayan bir adam daha
vardı. O da İgor Tudor...
Rakibinden 8 puan farkla maça çıkmasına rağmen kulübede amatör bir
hoca gibi kaldı ve sinirli hareketleriyle oyuncularını da gerdi.
Elindeki malzeme kaliteli ve sağlam, senin işleyen bir sistemin
var.. Ve sen bu sisteme çomak sokuyorsun! Üçlü defans ile maça
başlamak niye? Tudor, Serdar Aziz sakatlanana kadar maçı öylece
seyretti ve belki de bu sakatlık Hırvat hocanın yanlıştan dönmesine
neden oldu.
Son olarak da tribünler. Hakeme atılan sular ve Tarık Ongun'un yere
düşmesi sarı-kırmızılı futbolcuları iyice bozdu.
Ne demiştik.. Bu maçta sakin olan taraf, 1-0 önde olur diye..
Fenerbahçe de Aykut Kocaman da sakin kaldı... Bunlar, Fenerbahçe'ye
bir avantaj olarak döndü. İyi de mücadele ettiler... İstedikleri
puanı alıp gittiler.
Bu kadar kariyeri parlak yıldızlara ve harcanan paraya rağmen dev
dediğimiz iki takımımız da futbolseverlere ne verebildi? 36 faul, 0
gol, toplam 3 isabetli şut ve bir türlü yerden kalkmayan
yıldızlar...
Hakem Cüneyt Çakır'a gelirsek. Onu hakem yorumcuları enine boyuna
konuşur. Benim diyebileceğim Avrupa'da ve Türkiye'de iki farklı
Çakır var ve dün de maçı yönetmedi, idare etti!