Murat Yetkin Hürriyet Gazetesi

AB ile restleşmenin dayanılmaz çekiciliği

Hisler karşılıklı, ne AB Türkiye için ölüp bitiyor, ne Türkiye AB için, görünüm bu. AB kendi dertlerine gömülmüş durumda, mülteci meselesi de olmasa Türkiye’ye ayıracak enerjisi yok. Bir...

20 Ekim 2016 | 2.484 okunma


Hisler karşılıklı, ne AB Türkiye için ölüp bitiyor, ne Türkiye AB için, görünüm bu.
AB kendi dertlerine gömülmüş durumda, mülteci meselesi de olmasa Türkiye’ye ayıracak enerjisi yok.

Bir yandan Rusya ile gerilimleri artıyor, mesela Türkiye’nin Rusya ile barışıp hızla yakınlaşması dahi onları tedirgin ediyor.

Diğer yandan Brexit, yani İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı.

Türkiye’nin ise AB ve AB’deki geleceğiyle ilgili meseleleri en çok konuştuğu ülkeler arasında İngiltere bulunuyor.

Türkiye’yi halen AB sistemiyle bağlayan en önemli, hatta neredeyse tek konu, mülteciler-vize anlaşması.

Dün Ankara’yı ziyaret eden İngiltere’nin AB İşleri Bakanı Alan Duncan ile AB İşleri Bakanı Ömer Çelik’in düzenlediği ortak basın toplantısında da en ağırlıklı konu buydu.

Çelik, daha önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Vize anlaşması yılsonuna dek uygulanmazsa veya yenilenmezse, mülteci anlaşması biter” uyarısını bir kez de İngiliz bakana yineledi.

Oysa vize anlaşması daha Brexit öncesinde de Schengen sistemi dışında olan İngiltere’yi ilgilendirmiyordu.

Şimdiyse AB Komisyonu da İngiltere’nin artık AB’nin geleceği hakkında konuşmasını istemiyor.

Çünkü Türkiye AB’ye girmek isterken, İngiltere çıkmak istiyor.

Türkiye ne istiyor?

Türkiye’nin AB’ye muhtaç olduğundan çok AB Türkiye’ye muhtaç söyleminin hayatta bir karşılığı yok.

Türkiye 2008-9’dan itibaren parça parça batıdan uzaklaştıkça Doğu’nun bataklığına kapıldı, şimdi çıkmaya çalışıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün İstiklal Savaşı sırasındaki meşhur sözü “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır” sözünün dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından güvenlik ve dış politikaya uyarlanışına tanık olduk. (Aynı şekilde laiklik ilkesi küçümsendikçe inanç istismarının ulaştığı boyutları 15 Temmuz’da acı tecrübeyle yaşamadık mı?)

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 415 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 931 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.601 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.084 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 292 Okunma