Çünkü yakın zamana dek MHP’nin teşkilatından sorumlu olan ve muhalif olduğu zaman dahi MHP lideri tarafından çekirdekten yetişme ülkücü olarak övgü alan Koray Aydın’ın katılmaması halinde Akşener’in kuracağı partinin seçimlerde ciddi bir yüzde 10 ülke barajı sorunu olabilirdi. Şimdi bu sorun ortadan tamamen kalktı demek istemiyorum, ama Akşener’e bir rahatlama sağladığı ortada.
Yeni partinin Ekim ayında, bir duyuma göre Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün İstiklal Savaşını başlattığı Samsun’da kuruluşunu duyurması bekleniyor.
Akşener dün Erdoğan’ın “kandırıkçı ve kandırılmış” AK Partisini sandık yoluyla alaşağı edecek yürüyüşünü başlattığını ilan etti ama bu önemli iddiasını gerçekleştirmek için atması gereken başka adımlar da olduğu görülüyor.
Örneğin Akşener’in kurmakta olduğu partinin önemli isimlerinden Ümit Özdağ geçenlerde Hürriyet gazetesine verdiği mülakatta “merkez oylara” talip olduklarını, merkez partisi olacaklarını söyledi.
Ancak yeni parti, kurucu kadroları, vitrin isimleri ve söylemi bakımından MHP’den kopan isimlerin partisi görünümünde hala. Örneğin dün Aydın’ın konuşmasındaki ton daha çok ülkücüler arasındaki ideolojik ayrışmayı anlatan bir ağırlık taşıyordu, ülkenin yönetimine talip olan bir hareketten bundan daha fazlası beklenir.
Mevcut haliyle yeni partinin MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a en zor anlarında stratejik destek veriyor olmasına tepki duyan MHP’lilerin, özellikle Kürt meselesindeki katı Türk milliyetçisi duruşuyla belki kırsal kesimde sınırlı miktarda CHP seçmeninin dikkatini çekmesi mümkün.