Bu altıncı uzatma olacak 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından, 20 Temmuz 2016’da ilanından bu yana. İlk aylarda devlet yapısından Fethullahçı gizli örgütlenme yanlılarının temizlenmesi, can yakan PKK ve IŞİD eylemleri vardı OHAL gerekçesi olarak fazla kişinin ses çıkarmayacağı. Neyse ki Suriye iç savaşında Türkiye-Rusya-İran tarafından sağlanan ateşkes ve PKK’nın da kısmen ABD kontrolü altında olması sayesinde terör eylemleri duruldu; tabii özellikle Suriye sınırında alınan güvenlik önlemlerinin de büyük payı var bunda. Ama hükümet açısından OHAL’in en az güvenlik kadar önem taşıyan boyutunun Meclis ve yargının denge-denetleme işlevi tarafından “yavaşlatılmadan” Kanun Hükmünde Kararnameler yoluyla icraat yapma imkânı olduğunu geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi.
OHAL kaldırılacak olsa şimdi KHK ile yapılması mümkün olsa, bütün bu yasaları Meclis’ten geçirmek gerekecek. Bu sadece CHP ve HDP muhalefeti değil, her seferinde MHP’nin kapısının tekrar tekrar çalınması demek olacak.
Ne ilgisi mi var? Bu gelişmelerin hiç biri Bahçeli idaresindeki MHP’nin 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Erdoğan idaresindeki AK Parti’ye verdiği olduğu kayıtsız şartsız destek dışında mümkün olamazdı.
Öncelikle, örneğin Erdoğan ve AK Parti, cumhurbaşkanına geniş icraat yetkileri veren ve Meclis ile yargının icraat üzerindeki denge ve denetleme imkânlarını azaltan anayasa değişikliğini 16 Nisan 2017 referandumuna götüremezdi.
O referandum Olağanüstü Hal koşulları altında yapıldı. MHP’nin AK Parti’ye verdiği destek olmasaydı yüzde 51 “Evet” çıkıp çıkmayacağını kimse bilemez, çünkü “MHP’nin şu kadarı evet dedi” türü yorumlar, sadece referandum sonrası yapılan kamuoyu araştırmalarına, yani şahsi beyanlar üzerine yapılmış tahminlere dayanıyor. Kaldı ki o sonuç dahi Yüksek Seçim Kurulunun rolü üzerine tartışmalara yol açtı ve Bahçeli idaresindeki MHP orada da tavrını net biçimde Erdoğan ve AK Parti’den yana koydu.
Bahçeli partisi bir ölçüde dağılmış, İYİ Partiye kan kaybetmiş ve artık yüzde 10’u bulup Meclis’e girmeme sınırına gelmişken AK Parti’den acaba çok şey mi istiyor?