Charlie Hebdo’nun yayınları ifade özgürlüğü alanından çıkıp kışkırtıcılık alanına girdi. 2015’te El Kaide teröristlerinin Charlie Hebdo’yu basarak 5 kişiyi öldürüp 11 kişiyi yaraladıkları saldırıya terör örgütünün öne sürdüğü gerekçenin Hz. Muhammed karikatürleri olduğuna bakmaksızın ifade özgürlüğü ve şiddet karşıtlığı adına karşı çıkanlardanım. Katledilenlerin cenaze törenine Türkiye’yi temsilen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu katılmıştı. Son dalga ise tahrik dışında bir amaç taşımıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı olmuş bir kişinin yapılan müptezelliği komik bulacak kadar sığ ve kaba bir mizah anlayışına sahip olduğuna inanmak istemiyorum. Çoğulcu demokrasinin temelinde empati, kendini karşındakinin yerine koymak var. Emmanuel Macron kendisini, amacı hakaret olan Charlie Hebdo karikatürlerini kamu binalarına yansıtarak yangına körükle giden Toulouse ya da Montpellier kentlerinde yaşayan Müslüman vatandaşlarının yerine koyuyor mu acaba? Yapılanlar, bırakın radikal İslamcı terör örgütlerini, sıradan dindar Müslümanları, laik Müslümanları ve aslında insani değerlere saygılı herkesi fevkalade rahatsız ediyor. Ama Macron sırf hedefte Erdoğan, Türkiye ve Müslümanlar olduğu için arka çıkarak ateşle oynuyor.