Kendi kendinize soranınız olmuştur CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 16 Nisan akşamı neden AK Parti hükümetine erken seçim meydanı okuyup ardından “Hayır” diyen illere teşekkür turuna çıkmadığını.
Çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın istediği sistem değişikliği öyle ezici bir çoğunlukla filan çıkmamıştı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) oy sayımına geçilirken mühürsüz oyları geçerli sayacağını açıkladığı için yüzde 51,4 “Evet” oranı bile tartışılıyordu.
“Hayırcılar” yüzde 48,6 ile kaybettiklerine inanmıyordu. Onlar için sokaktaki iki kişiden birisinin, bütün zorluklara, yasaklamalara, Olağanüstü Hal koşullarına rağmen oyuyla karşı çıkması yeterliydi; moralleri yüksekti.
HDP eş-başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hapse atılmıştı ve Kılıçdaroğlu neredeyse “Hayır” kampanyası yürüten tek parti lideriydi.
CHP’nin Deniz Baykal döneminde yüzde 21-22 civarına oturan oy oranı Kılıçdaroğlu döneminde anca yüzde 25 civarına yükselebilmişti. HDP’nin oy potansiyeli, en fazla yüzde 10 tahmin ediliyordu. MHP’nin yüzde 70 kadarı Devlet Bahçeli’ye rağmen “Evet” dememişti, ama oradaki potansiyel de en fazla yüzde 10’un yüzde 70’i idi. Bunun üzerine Saadet’in en fazla yüzde 2,5 tahmin edilen gücünü de ekleyebiliriz.
Yine de toplam yüzde 48,6 etmiyordu.
Bunun anlamı, CHP’nin eğer isterse “Hayır” rüzgârıyla yelkenlerini doldurup, daha önce erişme imkânı bulamadığı kitlelere de erişebileceği bir momentumu, erişebileceği, bir zaman dilimini, imkânı yakalayabildiği idi.