Gözler artık Yenikapı'da ama akıllarda aynı soru var: Ya sonra?
Doğrusu HDP de katılsa iyi olurdu; böylece 15 Temmuz gecesi
darbecilerim bombalarına birlikte karşı koyan Türkiye Büyük Millet
Meclisi olduğu gibi temsil edilirdi 7 Ağustos’ta İstanbul
Yenikapı’da.
Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın davet etmeme gerekçesini en net
şekilde Başbakan Binali Yıldırım izah etti geçen akşam CNN Türk’te
Hande Fırat’a, PKK’yı açıkça, yanına bir şey katmadan kınamadıkça
olmaz diye.
Ama daha 7 Ağustos’a zaman var. Baksanıza birkaç saat içinde
rüzgârlar nasıl değişiyor Türkiye’de; kelimenin anlamıyla uçurumun
kıyısından döndük.
Hem baksanıza CHP, hatta MHP liderlerinin katılımı bile kolay
olmadı. Gerçi hem CHP, hem MHP mitinge katkı vereceklerdi zaten,
ama liderlerin katılması önemliydi Erdoğan ve Yıldırım için.
Kılıçdaroğlu’nun katılmayacağının 3 Ağustos sabah saatlerinde belli
olmasından sonra Başbakan Yıldırım telefona sarıldı, Bahçeli’yi
ikna etti.
Bahçeli’nin katılacağı belli olduktan sonra Kılıçdaroğlu’nun konumu
hem zorlaştı, hem güçlendi. Bir yandan meydanı AK Parti ve MHP’ye
bırakmak vardı, diğer yandan Erdoğan ve Yıldırım’ın kendisini
Yenikapı’da görmenin içeride ve dışarıda onlara katacaklarının
farkındaydı.
4 Ağustos sabahı Hürriyet internet sitesinde yayınladığım
konuşmamızda katılmama gerekçelerini ilke defa o kadar ayrıntılı
açıkladı kamuoyuna Kılıçdaroğlu. Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde
Kararnamelere karşı eleştiri ve önerilerini hükümetin dikkate
almadığı kanısındaydı. Oysa örneğin anayasayı birlikte değiştirmek
için muhalefetten destek istendiği bir sırada, ordunun yeniden
yapılandırılmasını muhalefetle hiç danışmadan yapılmasından
rahatsız olmuştu. Bu konudaki görüş ce önerilerini Başbakan’ın
isteği üzerine bir not ve mektupla iletmiş, ama cevap alamamıştı.
Bu durumda gidip Yenikapı’da kenar süsü olmak istemiyordu; nasıl
olsa partisi temsil edilecekti.