AK Parti’nin referandum kampanyasına fiilen 7 Şubat’ta
başlayacağına dair güçlü işaretler vardı.
Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK parti ve MHP oylarıyla
anayasa taslağını halkoyuna sunma kararı sonrasında, Meclis’in
yeniden açılacağı 7 Şubat’a iyi hazırlanmaları için çağrı yapmıştı
destekçilerine.
Bu tarihin üzerinden bir hafta geçtikten sonra dün, yani 14
Şubat’ta Başbakan Binali Yıldırım AK Parti grubuna hitap ederken
“Evet” kampanyasının 25 Şubat’ta Ankara’da başlatılacağını
açıkladı.
Yani üzerine on gün daha geliyordu.
Gerçi bu arada Cumhurbaşkanı ve Başbakan, bazılarına birlikte
katıldıkları devlet törenlerinde yine söyleyeceklerini
söylüyorlardı ama kampanya başkaydı; kitleyi olması gereken açıdan
yakalayacak sloganlar, kavramlar, renkler müzikler, özetle
referanduma damgasını vuracak alametifarika.
Peki, AK Parti kampanya başlangıcını, üstelik 16 Nisan’a dek sayılı
gün çabuk bitecekken neden on gün daha öteledi?
Kuruluşundan bu yana AK Parti’nin bütün sandık başarışlarının
mimarı, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi köprüde tanklara karşı
dururken katledilen Erol Olçok’suz ilk kampanya ve belki de en
stratejik olanı, henüz hazırlanamadığı için olabilir mi?
Henüz anketlerden gerekli nabız alınamadığı, şu anda gelen
sonuçların ne Erdoğan, ne Yıldırım’ı memnun ettiği için olabilir
mi?
Ya da MHP içinde Devlet Bahçeli’ye bayrak açanların sayısı ve ağırlığı artarken AK Parti’nin bir “erken yorgunluk sendromunu” önlemek için zamana oynaması?