Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderin önündeki siyasi zorluğu ilk defa bu kadar açık ifadeyle kabul etmesi de kolay değil kendi tabiriyle.
O yüzden de “Siz kolay edeceksiniz” diyerek AK Partilileri bir nevi seferberliğe çağırdı, hatta iki defa da “Adeta” yeni bir “istiklal savaşı” diyerek.
Erdoğan haklı; 2019 Kasımında öngörülen gelecek seçimde yeniden cumhurbaşkanı seçilmek için yüzde 50 artı 1 oya ihtiyacı var. Bunu eğer ilk turda kimse alamazsa Erdoğan’ın ikinci turda kazanma ihtimali tabii ki var. Ancak aynı zamanda yapılması öngörülen milletvekili seçimlerinde ikinci tur yok. Oysa 16 Nisan halk oylamasıyla getirilen yeni sistem, tasarlandığı gibi işlemesi için Cumhurbaşkanının Meclis’te tek başına iktidar olan partinin başında olmasını öngörüyor. Hal böyle olmazsa Cumhurbaşkanı seçimi tekrarlatabilir ama yine olmazsa “Nereye kadar?” sorusu gelebilir.
Tabii Erdoğan’ın “zorluk” beyanının altında 16 Nisan’da alınan yüzde 51,4 oyu, 2019 seçimlerine kadar koruyamama endişesi yatıyor. Zaten arada 2018 baharında yerel seçimler var ki, dün kendisinin de dediği gibi, AK Parti yerel seçimlerde genel seçimlerdeki oyunun biraz altında alıyor. Kaldı ki 16 Nisan’da Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde “Hayır” oylarının baskın çıkması gibi bir durumla karşılaştı Erdoğan ve AK Parti.
Üstelik bir de yüzde 51,4 “Evet” oyunun yalnızca AK Parti oylarından oluşmaması gerçeği var. O yüzde 51,4 içinde MHP ve BBP oyları da var. AK Parti, evet Kasım 2015’te yüzde 49,5 oy oranına erişmişti ama referandumda oy kaybına uğradığı açık.
Erdoğan bu gerçeğin gayet farkında görünüyor. Her ne kadar şu sıra Meral Akşener-Ümit Özdağ tarafından kurulmakta olan yeni parti, velev ki MHP’nin 2015’teki yüzde 11,9 oyunu yarıya indirse bile, kalanı dahi AK Parti’yi yüzde 50’ye yaklaştırmaya yetebilir.