Katar meselesi onu bu kadar zorluyor olmasa şikâyet etmezdi “Durduk yerde çıktı” diye.
Çünkü Katar krizi pek çok yere bağlanıyor.
İşin sadece Katar Emirinin 15 Temmuz gecesi destek vermiş olması, dolayısıyla Erdoğan için manevi önemi olması boyutu yok ki.
Katar krizi mesela bir yanıyla Suriye krizine bağlanıyor. Şehitler verilen El Bab’daki Özgür Suriye Ordusu milislerinin nasıl birbirine girmeye başladığını, kiminin PYD, kiminin Beşar Esad rejimiyle flörte başladığını okuyoruz haberlerde.
Diğer yandan Türkiye’nin itirazına rağmen Rakka harekâtına PYD/YPG ile başlayan ABD güçleri IŞİD’i günden güne sıkıştırıyor, üstelik Ruslarla birlikte. Keza, Türkiye’den aktif destek istenmeden ABD (ve İran) takviyeli olarak Irak ordusu tarafından yürütülen Musul harekâtı de Musul harekâtı şehrin iç mahallelerine dek ilerlemiş durumda.
Birinci Irak Krizine Turgut Özal’ın “Bir koyup üç alacağız” sözü damgasını vurmuştu, geride gücünü katlamış PKK kalmıştı Türkiye’nin elinde. Şimdiyse PKK’nın bir toprak parçasını kontrole alıp almamasını tartışıyoruz kurucu olma iddiasıyla girdiğimiz oyunda.