Murat Yetkin Hürriyet Gazetesi

Erdoğan sadece Trump’ı beklemiyor

Tam da Meclis’in başkanlık seçimine geçiş için oturumlara başladığı sırada dün, 10 Ocak’ta… Tam da başkanlık sistemini protesto için Meclis önünde toplanmaya çalışanlar...

10 Ocak 2017 | 10.777 okunma

Tam da Meclis’in başkanlık seçimine geçiş için oturumlara başladığı sırada dün, 10 Ocak’ta…
Tam da başkanlık sistemini protesto için Meclis önünde toplanmaya çalışanlar Ankara’nın buz gibi soğuğunda TOMA’nın suyuyla sırılsıklam oldukları esnada…
Tam da Türk lirası dolara ve avroya karşı değer kaybında tarihi dipleri gördüğü saatlerde…
Anayasa geçerse yürütme erkini elinde toplayacak olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önemli bir konuşma yapıyordu.
Cumhurbaşkanlığı’nda öğle yemeği için ağırladığı Türkiye’yi dışarıda temsil eden büyükelçilere hitap ediyordu.
Konuşmasında Türk diş politikasını da, aslında iç politikası ve ekonomisini de en çok ilgilendiren bölüm, sonunda ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’a yaptığı çağrıydı.
Gidici başkan Barack Obama’dan, “son yıllarda” izlediği politika nedeniyle artık hiç bir beklentisi kalmadığını ifade ederek şu üç mesajı verdi:
-"DEAŞ, FETÖ ve bölücü örgütlerden gelen tehditlere karşı müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri'ni kararlı, güçlü ve tereddütsüz bir biçimde yanımızda görmek istiyoruz.
-“Yeni Başkan Trump'ın 20 Ocak'ta görevi almasıyla özellikle birlikte karşılıklı diyalogu hızlandıracağımıza inanıyorum.
-“Bilhassa bölgesel konularda Sayın Trump ile anlayış birliğine vararak kısa zamanda mesafe kaydedeceğimize inanıyorum."
Hükümetin Trump yönetiminden beklentilerini de zaten iki saat kadar öncesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yıllık büyükelçiler konferanslarının açılışında sıralamıştı.
“ABD’den iki öncelikli beklentimiz var” diyordu Çavuşoğlu:
-“Birincisi FETÖ elebaşının ve diğer yöneticilerinin bir an önce ülkemize iade edilmesidir.
-“İkincisi de PKK’nın uzantısı olan YPG ile işbirliğine son verilmesidir."
Dışişleri Bakanı, bu beklentilerin karşılanması halinde Türkiye ve ABD’nin “Çok geniş bir coğrafyada olumlu etkiler yaratabilecek kudrete ve imkânlara sahip iki stratejik ortak” olarak yapabileceklerine dikkat çekiyordu.
Bu iki talebin önemli bir ortak yanı var.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 415 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 931 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.601 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.084 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 292 Okunma