Hükümete yakın kalemlerdeki “Trump gelecek, dertler bitecek” havasına karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ABD Başkanı Donald Trump’a o kadar da güvenmediği dün belli oldu.
Erdoğan dün Afrika seyahatine çıkarken gayet genel bir “Trump döneminde ilişkiler ne olur?” sorusuna, Orta Doğu endişeleriyle yanıt verdi.
“Trump’ın Orta Doğu tavrı ne olacaktır?” sorusuyla başladı ve sürdürdü:
“Çünkü Orta Doğu kaynıyor” dedi. “Bazı söylemler” kulağına geliyordu ve “doğrusu rahatsız edici” idi.
Söylemlerin ne olduğunu ayrıntısına girmedi ama önemli bir ipucu verdi: “Parçalı bir Orta Doğuyu asla düşünmüyoruz ve bu doğru olmaz.” Türkiye buna “Evet diyemez” dedi ve bu konu dâhil “A’dan Z’ye” her şeyi Trump ile ilk görüşmede konuşmak istediğini vurguladı.
Orta Doğu’da parçalı deyince Ankara’da çalan alarm zilleri, ABD’nin acaba bir Suriye’nin parçalı hale gelmesi üzerinden bir Kürt devletine yeşil ışık mı yakacağıdır.
Dünkü çıkıştan anlıyoruz ki, Erdoğan Trump’a güvenmiyor?
Neden mi güvenmiyor?
Öncelikle Trump’ın sağı solu belli değil.
Yüksek riskler alan, yüksek riskten yüksek getiri bekleyen bir işadamı olarak biliniyor.
İkincisi, malum, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu –ki Afrika seyahatinde Cumhurbaşkanına eşlik ediyor- daha yeni ABD’den döndü.
Trump’ın yenin töreninde Türkiye’yi temsil etmekle kalmadı, yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Savunma Bakanı James Mattis ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile –resmi ve ayrıntılı olmasa dahi- temaslarda bulundu, Washington’daki en son havayı Erdoğan’a taşıdı.