Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 12 Mayıs'ta Çin seyahatine çıkarken yaptığı açıklamalar Çin'den çok ABD üzerine oldu.
Çünkü asıl sorun ABD ile.
Erdoğan Çin'den dönmeden oraya uçacak ve 16 Mayıs'ta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek.
Bu görüşmenin yapılabilmesi pek kolay olmadı.
Gerçi Trump Kasım 2016'da seçimi kazandığında ilk tebrik konuşması yaptığı liderlerden birisi Erdoğan olmuştua ama onu uzun bir sessizlik dönemi izledi.
Trump 20 Ocak'ta resmen göreve başlamadan önce de hemen sonra da pek çok liderle görüştü, kimisini davet etti. Erdoğan ile ilk telefon görüşmesi 8 Şubat'ta oldu. Öncesinde Erdoğan kamuoyuna Trump ile görüşmek istediğini açık şekilde duyurmuştu.
Görüşmesi istediği iki temel konu vardı ama sonradan buna üçüncüsü eklendi.
İlk konu ABD'nin Suriye'nin Rakka şehrini IŞİD'den alma harekatına PKK'nın uzantısı PYD/YPG İle değil, Türkiye ile katılmasıydı.
İkincisi, 15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişiminin arkasında görülen Fethullah Gülen ve gizli teşkilatına karşı iade işlemi ya da en azından yasal takibata başlanmasıydı.
Sonradan eklenen konu Reza Zarrab idi. Erdoğan, Zarrab'ın Türk vatandaşı olmasını öne çıkararak ABD'den istiyordu.
Şu ana kadar bu üç konuda da ilerleme sağlanmadı.