Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve
AB İşleri Bakanı Ömer Çelik Batı ülkelerine daha çok seyahat
ettikleri için hapisteki gazeteciler sorularına en çok onlar
muhatap oluyor.
Verdikleri cevap aynı: Yazıp çizdikleri nedeniyle içeride olan
gazeteci, ya da yazar yok.
Bu dedikleri kısmen doğru, çünkü savcılar, hâkimler epey bir yıldır
gazetecileri, yazarları içeri atarken başka gerekçeler buluyorlar.
Bu gerekçeler çoğunlukla terörle ilgili oluyor, çünkü can alan
saldırılardan yaka silkmiş millete “terör” denilince akan sular
duruyor.
Öte yandan dünyada gazetecileri, yazarları hapiste olan ülkelerdeki
suçlamalar da zaten artık “şunu yazdın, bunu söyledin” diye olmuyor
genellikle; terörizm oluyor, casusluk oluyor, vatana ihanet
oluyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti sayılarına göre ülkemizde hapiste olan
143 gazeteci, yazar ve yayıncının büyük kısmı –özellikle de 15
Temmuz 2016 kanlı darbe girişiminden bu yana- ya FETÖ ya da PKK
üyeliği ya da yardımcılığı zannı altında.
Hatta Kemalizmin kalesi sayılan Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin
suçlandığı gibi aynı anda hem İslamcı FETÖ, hem de PKK’ya üye olmak
ve yardım etmek gibi bir suçlama altındalar.