Hukukla açıklayamıyorum. O yüzden son HDP gözaltılarına siyasi dengeler ve anlamı açısından bakmaya çalışacağım. Neden şimdi ve Allah aşkına, yine neler oluyor?
Kararın hangi siyasi atmosferde alınmış olduğu önemli. Son zamanlarda AK Parti-MHP blokunun milliyetçi-muhafazakâr tabanın heyecanını ayakta tutmasını sağlayan Yunanistan/Doğu Akdeniz ihtilafı artık masada sayılır. Libya ihtilafı da öyle. Açık konuşalım, Suriye de öyle. Ben bu gelişmelere baktığımda çatışma ihtimalinin azaldığını, ulusal çıkar konularının artık askerleri değil diplomat ve siyasetçileri meşgul edeceğini görüyor ve memnun oluyorum. Oysa iktidar açısından bakıldığında bu gelişmeler tabanı sürekli askerî eylem ve söylemle bir arada tutma imkânının kaybı olarak görülebilir.
Dış düşman etkisinin diplomasi masasında zayıfladığı bir dönemde Kobani dosyasının aradan 6 yıl geçtikten sonra yeniden açıldığına, HDP üye ve vekillerinin yeniden gözaltına alındığına tanık oluyoruz.
Dış hamaset yolları kapandıkça
İçeride artık Yunanistan’a, Fransa’ya, ABD ve Rusya’ya haddini bildirme söylemiyle halının altına süpürülemeyecek gelişmeler var.
Covid-19 salgınıyla mücadeleye fena başlamamıştık. Haziran başında turizmcilerin bastırmasıyla “her şey serbest” havasına girince hastalık yeniden canlandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, HDP gözaltılarına karar verildiği 25 Eylül günü, hastanelerde tedavi altına alınanların sayısının “endişe verici” oranda arttığını söyledi. Muhatabı herhalde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan başkası değil.