Şimdi komplo teorisi yapacak olsam Ortadoğu'nun dökülen sınırlarına ilham veren Sykes-Picot anlaşmasını 100'üncü yılında, laneti o zamanlar üzerinde güneş batmayan İngiliz imparatorluğundan geriye kalanı çarptı derdim. Ama onu komplo teorisi uzmanı meslektaşlarıma bırakıp konumuza girelim.
Önce bir soru.
İngiltere'de AB'den çıkış sonrası yaşanan pişmanlığa ne denir?
İngilizce bilenler için bir de ipucu: AB'den çıkış, yani Exit
isteyenler, Britanya ile bir araya getirip 'Brexit' demişlerdi
kampanyalarına.
Evet, doğru bildiniz. Şimdi de pişmanlık anlamındaki 'Regret' ile
birleştirip 'Bregret' sözcüğü kazandırdılar zengin lisanlarına.
Dün itibarıyla 23 Haziran Brexit referandumunun, halkoylamasının
tekrarlanması için imza verenlerin sayısının iki milyona ulaştığı
haberi vardı ajanslarda;
çıkışa, malum 1 milyon 200 bin oyla karar verdiler.
Halkoylamasından bir gün sonra Google'dan en çok 'Brexit nedir?'
diye sormuş Britiş kullanıcılar; ikinci en çok sorulan da "AB
nedir?", iyi mi?
Yani o iyi eğitimli, efendime söyleyeyim en gelişmiş demokrasiyi
yaşatan İngilizler neyin ne olduğunu bilmeden basmışlar mührü
'Exit'in üzerine.
Hep şunu savunageldim:
Görünüşte en demokratik yöntem zannedilse de, özellikle stratejik
konularda referandum, başvurulabilecek en son, en geri siyasi
aygıttır.
Referandum seçim değildir.
Mesela 7 Haziran 2015 seçiminin hemen ertesinde yapılan
referandumda AK Parti oylarının arttığı görüldü. Bunda en büyük pay
belki de daha seçim gecesi hiç bir koalisyonda yer almayacağını
açıklayıp yeniden seçim isteyen MHP lideri Devlet Bahçeli'nin oldu.
Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bundan kendi Başkanlık hedefi
doğrultusunda doğru sonucu çıkardı. Ahmet Davutoğlu'nu CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu ile koalisyon kurmaktan caydırdı ve 1 Kasım
seçimlerinde AK Parti yine sandıktan çıktı.