Resmi rakamlara göre 16 Aralık itibarıyla Türkiye’de kovit salgınından ölenlerin sayısı 17 bini geçti. Yani 17 Ağustos 1999 büyük Marmara depreminde ölenlerin sayısına ulaştı. Bu gidişle geçecek. Bu de resmi rakamlar ve artık kimsenin inanacak takati kalmadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yeterli aşı alınamadığı itirafı da aynı gün geldi. Haftalık Gazete’de yer alan bir tahlile göre, dünya çapında aşısız kalmanın iki nedeni var: para bulunamaması ya da geç kalınması. Her iki durumda da sorumluluk hükümetin. Hastalık ve ölüm rakamlarını gizlemekte kullanılan çaba aşı tedarikinde kullanılsaydı belki şimdi hem aşı sorunu yaşamayacak hem de dünyada yalancı durumuna düşmeyecektik.
Düşünsenize bir günde hastalık sayımızın meğer o güne dek açıklananın 3 katı olduğunu görmüştük daha on gün kadar önce. Benzeri bir sıçrama ölüm rakamlarında yaşanabilir. Gazete Pencere, Türkiye’nin koronavirüs Covid-19 vaka sayısında dünyada 6’ıncı sırada olmasına rağmen ölümlerde 19’uncu sırada görünmesindeki çelişkiye dikkat çekmiş, “Türkiye’nin koviti iyi huylu mu?” diye sormuş.
Sahte müjdeler, mesela Merkez
Kendisini kendi başarı hikayesine öylesine inandırmış bir yönetim
savrukluğu içindeyiz ki, bizim asli tedarikçi saydığımız Çin,
Almanya’dan 100 milyon doz aşı talebinde bulundu. Kaldı ki 50
milyon doz aşının Türkiye’de kime ne kadar yeteceği de
tartışmalı. Sağlık Bakanı ise AK Parti iktidarın VIP, çok önemli
şahıs saydığı kişilere kamuoyuna duyurmadan daha nitelikli aşı
yapıldığı yönünde CHP’li Murat Emir’in dile getirdiği iddiaları
yalanlamadı bile; isteyenin dışarıdan aşı bulmuş olabileceğini
söylemekle yetindi.