Bir adım geriye çekilip baktığınızda şimdiye dek yapılanın
manzara, marka değeri ve yaygınlığı olan medya kuruluşlarının
sahipliklerinin değiştirilerek iğdiş edilmesi, geri kalanların
sosyal medya dediğimiz dijital medya alanına -zorunlu, ya da
gönüllü olarak sürülmesi olduğu görülüyor. Şimdi bu dijital
gettolara bağımlı halde yaşayan hükümet-dışı medyanın, içinde
bulunduğu gettolarla birlikte yok edilmesi aşamasına mı geldik?
Bu süreç, Dinç Bilgin’in elindeyken iflas nedeniyle TMSF kontrolüne
geçen Sabah-ATV grubunun 2007 yılında, tek talip olan Ahmet Çalık’a
satışıyla başladı. Aynı yıl -o zaman başbakan- Erdoğan’ın
Hürriyet’in “Amiral Gemisi” olduğu Aydın Doğan sahipliğindeki Doğan
Grubuna çıkışları başladı. Bu çıkışlar 2009’da büyük bir vergi
davasına dönüştü.