Anayasa kampanyasındaki son gelişmeler 16 Nisan’da “Evet” için
MHP’den gelecek desteğin tahminlerinden az olabileceğinden endişe
eden AK Parti’nin gözlerini Kürt seçmene çevirdiğini
gösteriyor.
Başbakan Binali Yıldırım “Evet” kampanyası için MHP lideri Devlet
Bahçeli’den desteği aldığı sıralarda AK Parti o zamana dek
alışılmadık dozda bir Türk milliyetçiliği söylemini
benimsemişti.
Yalnızca MHP’nin öteden beri istediği ölüm cezasının geri
getirilmesi vaadinin öne çıkarılmasıyla sınırlı değildi bu durum.
Örneğin eş-başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dâhil
önemli sayıda HDP milletvekilinin art arda tutuklanmaları da bu
amaca hizmet edecek şekilde değerlendiriliyordu. HDP’nin PKK’nın
aleti olduğu, diyaloga yeniden başlamanın söz konusu olmadığı,
Suriye’deki gelişmelere karşın tek yolun kayıtsız şartsız
teslimiyet olduğu söyleminin her fırsatta öne çıkarılarak tekrarı
da öyle.
AK Parti’deki hesaplar şöyle bir var sayıma dayanıyordu. 1 Kasım
2015 seçimlerinde AK Parti yüzde 49,5, MHP yüzde 10,8 oranında oy
almıştı. Düz toplamları yüzde 60,3 yapıyordu.
MHP ile ittifak nedeniyle araya mesafe koyan Kürt oylar ve MHP’deki
muhalefet nedeniyle “Evet” demeyecek seçmenler göz önünde
tutulduğunda dahi yüzde 50’nin rahatça geçileceği hesap
ediliyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 23 Mart akşamı CNN Türk-Kanal D ortak yayınında Hakan Çelik’i yanıtlarken “yüzde 52’nin üzerinde” oy beklediğini ancak bu sonucu aslında “yüzde 60 ile taçlandırmak” gerektiğini söylemesi muhtemelen bu varsayımlar bütününe dayanıyordu. Yüzde 52 (tam olarak 51,8) ise malum, Erdoğan’ın 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı destek oranıydı.