Mesud Barzani’nin Kürt bağımsızlık referandumu bu defa da ortak açıklamayı kurtardı. Ama bu durum Barzani’yi bugünden itibaren modern zamanlarda eşine az görülür bir kuşatmaya bugünden itibaren maruz kalmaktan kurtaramayacak gibi.
Erdoğan ve Putin basın toplantısı değil, basın açıklaması yaptılar; soru alınmayınca basın toplantısı denilemiyor, malum.
İşin turizm ve saire kısmını bir kenara bırakabiliriz. Çünkü uçak düşürüldükten sonra dibe vuran turizmin Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve Cavit Çağlar’ın devreye girmesiyle eski düzeyine dönmesini 10 kattan fazla artış diye sunmak da tabii mümkün ama ancak teselli kabilinden mümkün.
Erdoğan ve Putin’in içeride baş başa Irak ve Suriye dışında başka ne konuştukları, tıpkı Erdoğan-Trump görüşmesinde olduğu gibi açıklanmış değil. Hatta o kadar köpürtülen S-400 füzeleri alımı konusunda dahi açıklama yapılmadı.
Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki referandum konusunda ise toprak bütünlüğüne vurgu dışında bir ayrıntı yok, bir tek Rusya Dışişlerinin dün Irak’ın bütünlüğü içinde kalmak şartıyla Kürtlere daha fazla özerkliğe göz kırpan açıklamasına atıf var.
Ama Putin’in ziyaretinin bugün, 29 Eylül itibarıyla Kürt bölgesine onu çevreleyen üç hükümet tarafından başlatılacak bir tür kuşatmayı nasıl etkileyeceğine dair bir işaret yok.