Putin nasıl olsa Eylül ortalarında [muhtemelen 16 Eylül]
Ankara’ya gelecek, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin de
katılımıyla Astana Süreci ve Soçi Mutabakatı çerçevesinde mutat
görüşmelerini yapacaklardı.
Erdoğan’ın Moskova seyahati, 23 Ağustos’ta Putin ile yaptığı
telefon görüşmesi ardından ilan edildi. Erdoğan bu görüşmede
Putin’e İdlib’teki durumun Türkiye’nin güvenliği için bir tehdide
dönüştüğü uyarısında bulunmuştu. İdlib civarındaki Türk ateşkes
gözlem noktaları bir süredir rejim güçlerinin saldırılarına maruz
kalıyor, ikmal hatları kesintiye uğruyordu. Hükümete “İdlib’teki
askerlerin çekilmesi” çağrıları yapılıyordu.
Erdoğan arayınca Putin de onu 27 Ağustos’ta, tam da S-400’lerin ikinci parti teslimatının başladığı gün, ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından dışlamasına nispet yaparcasına Su-35 ve Su-57’lerini sergilediği silah fuarına davet etmişti.
Erdoğan’ın kaygısı İdlib ve göç dalgası
Erdoğan, bütün sıkıntılara rağmen Türk askerini İdlib çevresinden çekmek istemiyordu. Bu hem sınır güvenliği ve yeni göç dalgası bakımından riski artıracak, hem de iç siyasi psikoloji bakımından geri çekilme sayılacaktı.