Dünkü, 6 Şubat'taki Resmi Gazete'de Varlık Fonu'na devredilen
kamu şirketlerinin listesini okuduğum zaman aklıma ilk gelen neydi
biliyor musunuz?
Mithat Paşa. Türkiye'de tarımı kalkındırma ülküsüyle 1863'de Ziraat
Bankası'nı kuran Mithat Paşa.
O Ziraat Bankası Osmanlı hanedanının imparatorluk Türkiye'sini
içine soktuğu savaş yıkımına dayandı.
İşgale dayandı, Cumhuriyeti gördü. Demokrasiye geçişi, darbeleri,
ülkenin 70 sente muhtaç hale getirilişini gördü. 1990'larda "görev
zararı" adı altında beceriksiz hükümet politikalarının yükü
taşıttırıldı ona. Ziraat Bankası yine de Türkiye'de çiftçinin
yanında durdu.
Dün Varlık Fonu'na devredildi.
Varlık Fonunun 5 kişilik yönetim kurulu içinde Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan'ın Ekonomi Baş Danışmanı Yiğit Bulut da var.
Hükümet kararına göre, Fon Başbakan Binali Yıldırım'ın kontrolünde
olacak.
Ama şu işe bakın ki, eğer Anayasa referandumunda "Evet" çıkarsa,
zaten başbakanlık diye bir şey kalmayacak, bütün yürütme
yetkileriyle birlikte muhtemelen bu fon da Cumhurbaşkanlığına bağlı
çalışacak.
O yüzden şimdiden yönetimine Bulut'un getirilmesinin bir mantığı
olduğunu kabul etmemiz lazım.
Zaten Mithat Paşa'dan sonra aklıma ikinci gelen de Yiğit Bulut
oldu; artık var olmayan Radikal'de birlikte çalıştığımız günlerdeki
tartışmalarımızı hatırladım. Herkesi bugünlere taşıyan yol aynı
olmuyor.
Ama Bulut'un da yönetiminde bulunduğu fonda sadece Ziraat Bankası
yok.
Son zamanlarda, ve evet, AK Parti iktidarında Türkiye'nin en
başarılı, dünya çapında şirketlerinden biri haline gelen Türk Hava
Yolları, THY de var.
Boru hatları işletmeciliğiyle adeta para basan BOTAŞ da var mesela,
PTT de Borsa İstanbul da var.
Fonun bünyesinde topladığı hisselerin toplamı 31 küsur milyar lira
tutuyor, 8 milyar ABD doları kadar.