Aslında bir gece önce, yani 28 Aralık’ı 29’una bağlayan gece
ilan edilecekti; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun beyanı o
yöndeydi.
İlerleyen saatlerde Çavuşoğlu “yakın” deyince ve Moskova’dan muğlak
sözler duyulunca, acaba ateşkesin daha ilan edilmeden mi suya
düştüğü soruları soruldu.
Ancak dün, 29 Aralık öğleden sonra üçe doğru önce Şam’daki Beşar
Esad yönetiminden bir açıklama ajanslara düştü.
Gece yarısı itibarıyla rejim karıştı güçlere yönelik askeri
operasyonlar askıya alınıyordu.
Birkaç dakika içinde Moskova ve Ankara’dan da açıklamalar
geldi.
Tıpkı dün yazdığımız üzere, Suriye rejim güçleriyle rejim karşıtı
güçler, Rusya ve Türkiye’nin “garantörlüğünde” birbirlerine
saldırmamak üzere anlaşmışlardı.
Anlaşma Birleşmiş Milletler tarafından terörist kabul edilen
grupları kapsamıyordu. Yani El Nusra ve IŞİD’e saldırılar serbestti
–buna IŞİD’e karşı yapılan El Bab operasyonu dâhildi.
Ateşkesi ihlal edenler anlaşma dışı sayılacak, yaptırım
uygulanacak, hatta her iki tarafça da terörist ilan edilecekti.
Peki anlaşma neden gecikmişti.
Diplomatik kaynaklara göre, ortaya çıkan bir sorunu aşmak için
değil, bir formaliteyi tamamlamak, sağlamlaştırmak için.
Gerek ateşkes, gerek ateşkes tutarsa Astana’da yapılacak
görüşmelerde rejim karşıtı güçleri Riyad Hicab temsil edecek.
Riyad Ferid Hicab, aynı zamanda Cenevre’de BM gözetimindeki Suriye
görüşmelerinde de rejim karşıtı güçlerin temsilcisi.
Hicab 28 Aralık günü kimsenin ruhu duymadan Ankara’ya geliyor,
Ruslar onayını onun ağzından da alıyorlar, imza yetkileri ve diğer
formaliteler tamamlanıyor ve ateşkesin 29’unda açıklanmasına karar
veriliyor.
Kim mi Riyad Hicab. Elli yaşındaki Suriye’li siyasetçi çekirdekten
yetişme bir Baasçı.
İç savaş henüz patlamadan önce, 2011 Şubat ayında Deyrüzor Baas
temsilciliğinden Lazkiye valiliğine atanıyor.