Son hareketlilik MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı bir değil, iki çıkışla başladı. Önce yüzde 10’luk seçim barajını tartışmaya açtı, ardından da 2019 seçimlerine dek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin yanında olduğunu ilan etti.
Tabii ikisinin arasında Başbakan Binali Yıldırım’ın, seçim barajının düşürülmesinin de Meclis’teki Cumhurbaşkanlığı sistemi uyum çalışmaları sırasında ele alınabileceği ve diğer partilerin de katkısının gerektiği açıklaması var; adeta Bahçeli ikinci çıkışıyla bu katkı için söz vermiş oluyor.
Bahçeli ve MHP sözcüleri hala açıkça söylemiyorlar ama yüzde10 barajı ile 2019 seçimlerinde Meclis’te grup varlığı göstermeleri kolay görünmüyor.
Oysa şimdiye dek yüzde 10 barajının düşürülmesine en şiddetli itiraz hep MHP ve Bahçeli’den gelirdi. Bunun temel nedeni, Kürt milliyetçiliği, ya da Kürt sorunu odaklı partilerin Meclis’e girmesinin önlenmesiydi.
Bu zincir 2015 seçimlerinde kırıldı. 7 Haziran 2015 seçiminde HDP yüzde 13,1 oy aldı (MHP yüzde 16,3 idi). Tekrarlanan seçimde, 1 Kasım’da ise MHP’nin yüzde 11,9 oyuna karşın HDP yüzde 10,8 aldı ama Meclis’teki sandalye sayısında MHP’yi geçerek üçüncü sıraya yerleşti.
HDP eş-başkanı Selahattin Demirtaş’ın bir süredir hapisten dışarıya kendisinin tutuklanmasının gerçek nedenlerinden birisinin de AK Parti-MHP ittifakına zemin hazırlamak olduğu iddiasını duyurması biraz da bu gelişmelere dayanıyor.