Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş "ABD sözünü tutsun" diyor ama Amerika'dan o kadar çok ses çıkıyor ki…
Dünkü New York Times gazetesi ortaya şu soruyu attı: Suriye’de
Amerikan istihbaratı CIA ile Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon
karşı saflarda mı savaşıyor?
Gazeteye göre, Amerikan istihbaratı, Türkiye’nin desteğiyle
ilerleyen Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) harekâtını desteklerken,
Pentagon Türkiye’nin PKK ile aynı sayıp vurduğu PYD/YPG harekâtını
destekliyordu.
Üstelik Pentagon da kendi içinde iki başlılık gösteriyordu.
Suriye’deki harekâtı yöneten Merkezi Kuvvetler (CENTCOM)
komutanlığı idi. Oysa Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO bünyesindeki
Amerikan askeri varlığı ki Türkiye’dekiler buna dâhil, Avrupa
Kuvvetleri (EUCOM) komutanlığından emir alıyordu.
EUCOM’un görev sahası NATO, AB coğrafyası ve Rusya öncelikli,
CENTCOM’unki ise –kitabın ortasından konuşursak- İslam dünyası ve
terörizm öncelikliydi.
Ama bölünme sadece CIA ve Pentagon arasında görünmüyor, ABD
Dışişleri de ayrı telden çalıyor izlenimi veriyor.
Örnek mi?
Geçen hafta, 24 Ağustos oluyor Türkiye ÖSO’nun arkasında Suriye’ye
girip, aynı gün IŞİD işgalindeki Cerablus’a girince denklemin
dengeleri değişiverdi.
Zaten birkaç evvelinde, önce Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş
“Birçok sorunumuz Suriye politikası nedeniyle” diye özeleştiri
yapmış, ardından Başbakan Binali Yıldırım “Beşar Esad’ın geçiş
yönetiminde bulunması oturulur konuşulur” diyerek Türkiye’nin
Suriye siyasetindeki değişimi ilan etmişti.
Bunun üzerine IŞİD’e karşı başlatılan harekât, ABD ve Rusya
tarafından Türkiye’nin önceliğini Esad’ın devrilmesine değil,
IŞİD’in ezilmesine verdiği şeklinde okundu; bunun faturası PYD/PKK
olacaktı.
Nitekim 26 Ağustos’ta Cenevre’de buluşan ABD ve Rusya dışişleri
bakanları, Suriye’de bir Kürt devleti fikrini desteklemediklerini
ilan ettiler. Bir gün önce John Kerry Mevlüt Çavuşoğlu’nu arayıp
YPG’nin Fırat’ın doğu kıyısına çekilmeye başladığını
söylemişti.