Halep'ten gelen en son insanlık felaketi haberleriyle birlikte, altıncı yılına girmek üzere olan Suriye iç savaşında bir dönem daha kapanıyor.
Aslında bu dönemi, ona üçüncü dönem diyelim, ABD Başkanı Barack Obama kapatmak istiyordu.
PKK’nın Suriye kolu ile Rakka’yı IŞİD’in ellerinden alacak ve
Hillary Clinton’a 8 Kasım seçimlerinden önce bir başkanlık hediyesi
vermiş olacaktı.
Obama’nın bu planını iki gelişme bozdu.
Birincisi, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve
işadamı-siyasetçi Cavit Çağlar’ın devreye girmesiyle 27 Haziran’da
Rusya ile ilan edilen normale dönüş süreci oldu. Böylece
Türkiye’nin Suriye hava sahasında yeniden –kısıtlı da olsa harekât
imkânı buldu.
İkincisi de 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin hemen ardından,
ordunun içinde bulunduğu sarsılmaya rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan’ın Suriye’ye (Özgür Suriye Ordusu'na destek gerekçesiyle)
girme kararı. Böylece Türkiye, PKK/PYD’nin ABD’nin IŞİD ile
mücadele koruması altında Batı (Efrin) ve Doğu (Kobani) kantonları
arasına kama yerleştirmiş oldu.
Böylece PKK/PYD Suriye coğrafyasındaki rahatlığını yitirmiş
oldu.
Zaten Clinton’da seçimleri Donald Trump’a kaybetti.
Obama, Erdoğan’ın teklifine kulak verip PKK yerine Türkiye ile
işbirliği yapsaydı Rakka, IŞİD’ten Kasım seçimlerinden önce
alınabilir miydi?
Obama Rakka’yı düşürebilmiş olsaydı Clinton onun propaganda
rüzgârıyla kıl payıyla da olsa kazanabilir miydi?
Bunu bilmek mümkün değil, ama kaybetti.