Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üç Afrika ülkesinde de aynı mesajı
verdi:
1- Fethullah Gülen bir terör örgütü lideridir, elemanlarına izin
vermeyin,
2- Ekonomik ilişkileri güçlendirmek için elimizden ne geliyorsa
yapalım.
Şöyle bir dönemde çıkılan Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar gezisi
ve gezideki mesajlar Erdoğan’ın yasadışı Fethullahçı örgütlenmeyle
mücadelenin yurt dışı ayağına ne kadar önem verdiğini
gösteriyor.
İşin Erdoğan için belki en acı yanı, yine kendi yönetimindeki AK
Parti’nin zamanında üstelik Dışişleri üzerinden o ülkelere
tavsiyesi sayesinde Fethullahçı örgütlenme bünyesindeki okulların,
hayır kuruluşlarının ve ticari örgütlenmelerin oralarda bu kadar
yerleşebilmiş olmaları.
Şimdi sadece Afrika değil, Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlarda da pek
çok ülkede yirmi küsur yıldır o okullardan yetişmiş insanlar devlet
dairelerinde, özel sektörde yükselip önemli mevkilere
geliyorlar.
Zamanında sadece CHP değil, F-tipi örgütlenme devleti ele geçiriyor
diyen herkes kötü sayıldı, başlarına olmadık işler geldi ama şimdi
Cumhurbaşkanı ülke ülke dolaşıp aynı şeyi muhataplarına
anlatıyor.
Bir yandan da gözü kulağı ABD’de, yeni iş başı yapan Donald Trump
yönetiminden gelecek haberi bekliyor Erdoğan.
ABD’den iki konu beklentisi var. Birisi Suriye, PYD-PKK malum.
O sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir konu değil ama ABD’nin
Suriye, Irak ve daha genelde IŞİD’le mücadele siyasetini
ilgilendiriyor.
Fethullah Gülen’i iadesi talebi ise yalnızca Türkiye’yi
ilgilendiren bir konu.
Ama bir şekilde diğer konuya da bağlı... Hayır, ‘Hepsi üst akıl
tarafından yönetiliyor’ bağlamında değil, geliyorum şimdi neden
olduğuna.