Ziyaret Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihindeki belki de en düşük düzeyinde seyrettiği bir zamanda yapılacak ve bu yüzden de beklentiler yüksek olacak.
Türk Amerikan ilişkilerinde son üç küsur yıldır birikmiş bütün sorunlar, Türk ve Amerikan sistemindeki iki numaralar tarafından adeta sihirli değnekle dokunmuş gibi çözülemeyecek belki ama bir süredir beklenen üst düzey diyalogun kurulmasını sağlayabilecek.
Üst düzey resmi kaynaklar, Yıldırım-Pence ziyaretinin “uzun bir süredir” planlanmakta olduğunu, dolayısıyla ne en son ortaya çıkan konsolosluk-vize kriziyle, ya da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki iletişimin son zamanlarda kesintiye uğramış olmasıyla doğrudan ilişkisi olmadığını özellikle vurguluyorlar. Ve ne de dün haberin durulması ardından kulislerde fısıldanan Reza Zarrab davasıyla.
Hürriyet’e bilgi veren bir üst düzey kaynak, Yıldırım ve Pence’in ilk olarak 18 Şubat’ta Münih’teki Güvenlik Konferansı çerçevesinde görüştüklerini, Pence’in o zaman yaptığı davet üzerine defalarca konuşulduğunu, ziyaret tarihinin iki defa Trump’ın programındaki değişikliğe, iki defa da ABD’yi vuran kasırga felaketleri nedeniyle değiştirildiğini söyledi.
Açıkça teyit edilmese de öyle anlaşılıyor ki, 7-9 Kasım tarihi önerisi Washington’dan İstanbul Başkonsolosluğu krizi patlamadan önce gelmiş. Çünkü kaynaklar “Bu koşulda gitmenin ne faydası olacağı” üzerine Ankara’da bir iç tartışmanın söz konusu olduğunu söylüyorlar. Ancak sonunda “Böyle zor zamanlarda konuşmak, konuşmamaktan iyidir” görüşü baskın gelmiş ve Pence’in makamına “Geliyoruz” onayı verilmiş.
Başbakan Yıldırım sadece Washington’da Başkan Yardımcısı Pence ile değil, New York’taki iş ve yatırım çevreleriyle de toplantılar yapmak istiyor; bu amaçla yatırımcı kuruluşlar ve etkili iş odaklarıyla toplantılar düzenlenmeye çalışmaları başlamış.