Ne kadarı itiraf, ne kadarı iftira bilemeyiz şu anda ama örneğin eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a, günahı boynuna, sadece Avro olarak 40-50 milyon tutarında rüşvet verdiğini söylüyor, diğer para birimlerini hiç hesaba katmayalım diyerek. Yine mahkemeden bildirildiğine göre bu konuda makbuzlar teslim etmiş kanıt niyetine.
İtiraf mı, iftira mı bilemiyoruz ama güya Amerikalılar Alternatif Bank’ı sobeleyince Halkbank ile çalışmak istemiş. Halkbank Genel Müdürü (yanlış olur diye değil, Ebru Gündeş ile evli olması nedeniyle) “Sen meşhursun, göz önündesin” gerekçesiyle altın karşılığında İran gazı projesine girmek istememiş, Zarrab da ne yapsın, Halkbank’ın bağlı bulunduğu Çağlayan’a gitmiş. Sonra Halkbank ile çalışmaya başlamışlar.
Zarrab’ın itiraf mı, iftira mı belli olmayan iddialarına göre, halen davanın tek tutuklu sanığı Hakan Atilla, İran ile altın-gaz ticaretini kitabına uyduran kişidir. Ancak Atilla’nın avukatı da rüşveti alanın Atilla değil, onun patronu Arslan olduğunu iddia etmektedir; suç atma yarışı başlamış görünmektedir. Oysa yine Zarrab’ın anlattıklarına göre Atilla bu ilişkiler ağının belki en az suçlanması gereken kişisi görünmektedir ve belki de bu nedenle, en zayıf halka olarak görünüp baskı altında itirafçılığa zorlamak amacıyla seçilip resmi bir Amerika seyahati sırasında tutuklanmıştır.
Arslan ise, hatırlayacaksınız, yatak odasında ayakkabı kutuları içinde nakit olarak 4,5 milyon dolar para bulunan kişi. O da Zarrab gibi 17-25 Aralık 2013 operasyonlarında tutuklanmıştı. Ancak hükümet 17-25’in altında 2002-2012 arasında müttefik olduğu Fethullah Gülen’in yasadışı örgütünü görüp “darbe girişimi” teşhisi koyunca durum tersine döndü. O operasyonu yürüten polis, savcı ve hâkimler kovuşturulmaya başlandı, davalar düştü, Zarrab gibi Arslan da serbest bırakıldı, hayır işi, eğitim bağışı diye açıkladığı paralar de kendisine geri verildi. Arslan daha sonra Ziraat Bankası Yönetim Kuruluna atandı.
Belki biliyorsunuz ABD’de Secret Service, Gizli Servis diye bir kuruluş vardır. Bunu CIA, ya da FBI ile karıştırmamak gerekir. Bu kuruluşun iki görevi vardır: Başbakan ve Başkan Yardımcıları ile ailelerinin yakın korunmasını üstlenmek ve ABD dolarının değerini gözetmek. Bu ikincisi çerçevesinde nerede kayıt dışı nakit dolar hareketi görürlerse peşine düşerler; Latin Amerika’da böyle operasyonları vardır. Tabii operasyonları onların koordinasyonunda CIA, FBI yürütür.
Dört buçuk milyon dolar nakit az para değildir. Peşine daha o tarihte düşmüş olduklarını varsaymak yanlış olmaz.