“Göz muayenesi için hastaneye giden Ahmet Bey hastane giriş alanında yerli firmalarca üretilmiş insansı rehber robotlar tarafından karşılandı. Görevli Robot, Ahmet Bey'in randevusunu teyid etti; gitmesi gereken yönü gösterdi. Ahmet Bey muayeneden sonra kargosunu göndermek ve bazı ödemelerini yapmak üzere yakındaki PTT şubesine gitti. Yine yerli tasarım insansı robotlar tarafından karşılandı; gişede kendisine görevli robotlar hizmet verdi. Ahmet Bey daha sonra sınai yerli robotlar tarafından imal edilmiş olan arabasıyla evine döndü.”
Bu fantastik hikaye Türkiye’de 2023 yılında yaşandı.
Dördüncü Sanayi Devrimi olarak yansıyan yeni sanayileşme sürecinde verimlilik ana eksen olmaya devam ediyor. Bu yüzden robotların önümüzdeki dönemde sanayide kritik faktör olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Türkiye’nin rekabetçi gücünü artırabilmesi için de robot kullanımını artırması gerekecek.
Ancak hikaye burada bitmiyor. Robot ya da teknoloji kullanıcısı/tüketicisi olmak, dünyanın ilk on ekonomisi arasında girmeyi hedefleyen Türkiye’ye yetmez; Türkiye’nin robot tasarımı ve üretimi yapan bir ülke haline gelmesi gerekiyor. Bunun için de çok yukarılardan perçinlenmiş bir kamu iradesi gerekiyor.
Bugün Türkiye’de robot tasarım ve üretimi yok değil ama yeterli de değil. Türkiye’de de dünyada da robot sektörünün en tanınmış isimlerinden olan Hakan Altınay, Türkiye’nin ilk robotunu (beş eksenli robot) 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde geliştirerek imal etti. Daha sonra şirketleşen Altınay Robot Türkiye’nin ilk teknoloji geliştirme merkezinde (İTÜ TEKMER) 2 senelik bir çalışmadan sonra Türkiye’nin ilk sınai robotunu 1994 yılında imal etti. Hakan Altınay’a göre, 1990’lı yılların başında Türkiye robot teknolojisinde dünya ortalamasına bugünden daha yakındı. Ancak bugün dünyada milyarlarca dolar satış geliri elde eden robot imalatçıları var.
Konya’da Kurulu Akınsoft grubunun Akınrobotics şirketi de insansı robot üretiyor. Bu şirketin robotları Konya’da bazı kafelerde garsonluk hizmeti veriyor bile.