Bütçe yılın ilk 6 ayında ciddi bir açık vermiş ve bu da beni
endişeye sevketmişti. Bu köşede yıl ortasındaki bir yazıda bu
konunun altı çizmiş ve bütçe ve kamu borç performansının şu anda
Türk makroekonomisinin en önemli çıpası olduğu hatırlatılmıştı.
Temmuz ayından sonra çok başarılı bir politikayla Maliye Bakanlığı bu resmi neredeyse tam tersine çevirdi. Bravo Naci Ağbal ve Maliye Bakanlığı. Naci Ağbal bir taraftan maliyeci geçmişine sahip bir bakanken aynı zamanda klasik maliyeci bakış açısını aşmış, temel ilkenin ekonomik gelişme ve büyüme olduğunu özümsemiş bir iktisatçı.
2017 yılının ilk altı ayında faiz dışı denge 1,8 milyar TL fazla vermişti. Oysa 2016 yılında aynı rakam 27,5 milyar TL idi. Bunun temel kaynağı faiz dışı harcamalardaki yüzde 20’lik (nominal) artıştı. Gelirlerdeki nominal artış ise yüzde 9’larda kalmıştı. Bu kötüleşme, 2016 yılında 1,1 milyar TL fazla veren bütçenin 2017 yılında 25,2 milyar TL açık vermesine sebep olmuştu.
Temmuz-kasım arasında ise bütçe gelirleri yüzde 18’e yakın artarken (275,4 milyar TL) harcamalardaki (248,4 milyar TL) artış yüzde 16’nın altına geriledi. Böylece bu dönemde bütçe 27 milyar TL’lik faiz dışı fazla verdi. 2016 yılında aynı dönemdeki faiz dışı fazla 18,8 milyar TL idi. Bütçe açığı ise 2016 yılındaki 3,2 milyar TL seviyesinden bu yıl 1,2 milyar TL’ye düştü. Faizlerdeki yükselmenin getirdiği 6 milyar TL’lik rekor faiz artışı olmasaydı bütçe bu dönemde 5 milyar TL’ye yakın fazla verecekti.