İç siyasi meselelerde muhalefet hükümet edeni sorgulamak ve yapılan hizmetlerin iyileştirilmesini sağlamakla mükelleftir. Aynı zamanda muhalefetin bir diğer görevi ise hükümetin yaptığı icraatların hukuka uygunluğunu denetlemektir. İç siyasetler her zaman çalkantılı ve bir o kadarda karışıktır. Muhalefet kesimi iktidarı hedeflediğinden dolayıdır ki eleştiriler çoğu zaman yapıcı olmaktan çıkar. Bu bizim ülkemiz için değil, Dünyada ki tüm demokrasilerde geçerli bir durumdur. Diğer bir ifade ile siyasal hayat bu şekilde işler. Çünkü siyasetin doğası böyledir.
***
Fakat durum sıra ülkelerin dış politikalarına geldiğinde değişir. Hemen hemen tüm dünya ülkelerinde hükümetlerin dış politikaları eleştiri konusu olsa da kol kırılır yen içinde kalır düsturu ile dış basına hemen hemen hiç bir haber sızdırılmaz. İktidar ve muhalefet tek vücut hareket edermiş gibi görünür. Her ne kadar parlamentolarda kıyametler de kopsa bu dışarıya yansıtılmaz.
Amerika Birleşik Devletleri baskı ve tahakküm altında tuttuğu, diğer bir ifade ile "öttürdüğü" bir şahsa ezberlettiği şeyleri yaklaşık bir haftadır kendi mahkemeleri önünde konuşturtarak kendince Türkiye'yi ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını yargılıyor. Bu sözde yargının tek bir tanığı var. Türkiye'nin suçlandığı şey ise İran' a uygulanan ambargoyu delmek. Yani basit bir ifade ile Amerika Türkiye' ye benim ticaret yapmayı yasakladığım bir ülke ile " vay sen nasıl ticaret yaparsın" diyor.